menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nazarsız

70 1
21.04.2025

Rastlamışsınızdır; büyük şehirlerdeki konutların emlak ilanlarında bazı daireler ‘manzaralı’ ifadesiyle tanıtılıyor. Vaktiyle bu ‘manzaralı’ dairelerin bir kısmını gezmişliğim var; bu daireler ilk anda sanılacağı gibi dağlara, ormanlara, denizlere seyir imkanı filan sunmuyor çoğu zaman. Önü açık olan ve başka binalarca kapanmamış binalara bu yakıştırma yapılıyor. Benim gezdiğim dairelerde ‘manzara’ denen şey, daha genişliğine görebileceğimiz bir binalar denizi anlamına geliyordu en azından.

Biz ne anlıyoruz peki bugün manzara denince? Aklınıza tatilde çektiğiniz fotoğraflar, tatil broşürleri, 8K videolar, dron görüntüleri ve sair görseller geliyor muhtemelen ilk anda. Biraz zorlarsanız köyünüz, çocukluğunuz falan devreye giriyor olmalı. Elbet istisnalar var ama bunlar adları üstlerinde istisna artık, kaide değil! Bugün kalabalık şehirlerde yaşayanlar için manzara kavramı hayatın doğal bir parçası olmaktan çıkmış durumda. Hayatlarımız manzara diyebileceğimiz herhangi bir yere bakmıyor, yazık ki öyle!

“Değişen bir benim, bu bahtı kara,/ Yadırgar sanırım beni manzara:/ Yabancı kalmışım âşinâlara,/ Köyüne geç dönen bir sürgün gibi” diyor ‘Han Duvarları’nda Faruk Nafiz Çamlıbel.

Manzara deyince ille de dağları, denizleri, kırları, ormanları falan da düşünmeyelim........

© Yeni Şafak