menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kandırıkçı aynalar

62 1
27.02.2025

Konuşup dururken bir an karşımızdakinin aslında orada olmadığını farketmek ne kadar acı! O anda uzayın karanlık ve soğuk boşluğunda döneduran yalnız bir gezegene dönüşüveriyoruz sanki!

“İnsanın önemli anlarda dilsizleşen bir filozof olduğunu keşfetmesinden daha korkunç bir şey olamaz. O zaman hiç durmadan gitmek, gitmek için şiddetli bir arzu duyuyorum; oysa biliyorum ki göçebelik hayatı da sadece bir yanılsama. Bütün bunlardan geriye kalan, yıpranmış hayallerin hışırtısı; bu hayaller, çok fazla kullanılmış hediye paketi kâğıdı gibi hışırdıyor kafanın içinde” diyor ‘Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk’ kitabında Wilhelm Genazino.

İç güzelliğimizi kaybettikçe dışımızı abartılı bir çabayla güzelleştirmeye çalışıyoruz. Odaları, evleri, yapıları, sokakları, parkları ve hayatın diğer büyüklü küçüklü mekanlarını güzelleştirmek için büyük paralar harcıyoruz. Kendi kendine olmuyor çünkü. İnsanın içinde dışına yetecek, çevresini, yaşadığı mekanları, parçası olduğu şehirleri tezyin edecek kadar güzellik yok. Bunun için endüstriler kurduk, hayatı estetize edecek tasarımlar geliştiriyoruz durmadan. Tasarım dediğimiz şeyler içimizden........

© Yeni Şafak