Gönderilmiş mektuplar
Garip şeydir; zaman hayata dair heybemizde bir şeyler biriktirdikçe, kendini de yavaş yavaş eritip tüketir. Yaş aldıkça çok daha fazla şey bilir, çok daha fazla tecrübeye sahip hale gelir insan. Ama bu birikim çoğaltmaz insan için hayatı, azaltır aksine. Gençken önümüzde sonsuz yaşama ihtimalleri, tükenmez seçenekler varmış gibi gelir bize. Sonra yaşadıkça aslında yürüdüğümüz yolun bir güzergahı, içinden geçtiğimiz hikâyenin bir çerçevesi, aktığımız ırmağın bir yatağı olduğunu farkederiz. Aslında sonsuza açılan her şey içimizdedir; dış dünyada belli bir kader üzere yaşar geçeriz hepimiz bu dünyadan. Bunu ömrümüzün ilkbaharında pek bilemeyiz, idrak edemeyiz. Ama yazı geçirip sonbahardan gün almaya başladığımızda her şeyin bir eninin boyunun, gelip dayanacağı sınırlarının olduğunu anlarız yavaş yavaş. Çünkü yolun büyük kısmı geçilmiş, ihtimaller azalmış, hayatımız hikayesinin gideceği yeri bize aşikâr etmiştir artık büyük ölçüde.
“İnsan yaşlandı mı hayatı paylaşmaktan el çeker, artık yalnız anılarla beslenir. Gönderilmiş mektuplara benzeriz: Görevimiz bitmiştir, yollandığımız adrese gelmişizdir. Üzerimizde yazılı şeylerle........
© Yeni Şafak
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3c/Download_on_the_App_Store_Badge.svg/203px-Download_on_the_App_Store_Badge.svg.png)
![Get it on Google Play](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/google.play.220.png)