menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Canımızın sesi

73 1
10.07.2025

Pek çok şey söylenebilir bugünün insanı için, zaten söyleniyor da… Kimisi çok yerinde, kimisi laf olsun diye söylenmiş ciddi-gayrı ciddi tespitler… Bunlar içinde üstünde en çok kafa yorulması gerekenlerden biri, bugünün insanının ‘kendisiyle baş başa kalamayan insan’ olduğu tespitidir diye düşünüyorum. Bu tespit kendine, yani kendi hakikatine yabancı bir insanı işaret ediyor çünkü. Kendine yabancı yaşayan insan biyolojik olarak varlığını sürdüren bir canlı olmanın dışında gerçekten hayat sahibi olabilir mi? Yaşadıklarının farkında olduğu söylenebilir mi? Bunlar olmadan yaşanıp geçilmiş bir ömre, hayat denebilir mi?

“Her şey ne kadar çabuk geçti diye düşünüyorum bazen” diye yakındı eski dostuna, “sonra geçen neydi ki diye soruyorum kendime, neredeyse hiçbir şey gelmiyor hatırıma!”

Bizim hissettiklerini, arzu ettiklerini, hiç istemediklerini, beklentilerini, tasavvur ve beklentilerini, muhakeme ve muhasebelerini kulağımıza fısıldayan bir iç sesimiz var: Canımızın sesi! “Canım çekti”, “Canım istemedi” ya da “Canımı sıktı” diyoruz ya hani bazen, işte o ses söylüyor bunları bize. Yeri geliyor zihnimizi, kalbimizi, insanlığımızı, kulluğumuzu tehlikeye düşüren şeylere karşı bizi uyarıyor; yeri geliyor iyi gelecek şeylere........

© Yeni Şafak