menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Medine: Heyecandan bitmeyen yolculuk

27 1
21.06.2024

Medine yolundayız. İki harem şehrinin arasındaki mesafe 450 kilometre. Bu yolu daha önce gidenler “İstanbul-Ankara arası gibi düşün” diyor. Hız sınırı var, biraz da trafik. Gece yarısından sonra Mekke’den çıkışlar olacak ve hız iyice düşecek.

İki mola verdik, akşam ve yatsı namazlarımızı kıldık. Bilenler anlatıyor yine: Önceki yıllara göre çok sayıda tesis yapılmış, Mekke-Medine otobanına.

Efendimiz de bu yollardan geçmiş midir düşünceleriyle camdan görünen çöllere bakarken İslâm Ansiklopedisi’nden “Hicret” maddesini okuyorum bir yandan da. Mekkeli müşriklerin zulüm ve baskıları artınca Müslümanlar sırayla Medine’ye göç etmişler. Ashabın büyük çoğunluğu kısa sürede Medine’ye gidince geride sadece Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir ile aileleri, Hz. Ali ve annesi, ayrıca güç yetirememiş veya gidişleri engellenmiş belli kişiler kalmış. Efendimiz ve Hz. Ebubekir, müşriklerin suikast kararını öğrenince 26 Safer (9 Eylül 622) Perşembe gecesi şehri terk ederek Sevr Mağarası’na gidip üç gün sonra da Medine yollarına düşmüşler. Şehre girişleri 12 gün sürmüş.

Biz ise klimalı otobüsle sekiz buçuk saatte vardık, beldelerin efendisine. Sıkılmadık, yorulmadık, aklımızdan dahi geçirmedik elbette ancak yolun son 30 kilometresi heyecandan olsa gerek bitmek bilmedi. Yavaşladık iyice. Kontroller var. Bu esnada görevliler çıktı otobüse, soğuk zemzem suyu ikram ettiler. Misafirleri böyle karşılıyorlarmış.

Gece karanlığında ışıl ışıl minareleri görebilmek için birbirimizle adeta yarışırken Medine belirdi işte. Salavatlara başladık hemen:

Otelimiz yolun hemen karşısında yer alan Mescid-i Nebevi'nin sınırlarının dibinde. Saatler 03.00’ü gösteriyor, bu esnada Mekke’de aşina olduğumuz teheccüd ezanı okunuyor.

Gecenin serinliğiyle Medine’nin sakinliği birleşiyor. Mekke’den gelen herkesin ilk hissiyatı Medine’nin dinginliği oluyormuş. Ben de hissediyorum. Mescid’e girişte misafirlere gül suyu döken görevli Türk olduğumu tahmin ederek, “Hangi şehir?” diye soruyor. “İstanbul” deyince, Bursa ve özellikle de Yalova’ya övgüler yağdırıyor. Ravza-ı Mutahhara’ya nasıl gideceğimi sorunca, sabah namazından sonra ziyarete açılacağını söyleyip,........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play