menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hani ortak payda Müslümanlıktı?

51 7
19.02.2025

Ülkemiz yeni bir kırılmanın arifesinde. Sancılarını hissediyoruz. Terör örgütü PKK, silah bırakma aşamasına getirildi. Devletin, 2016 Ağustos ayında Fırat Kalkanı Harekâtı ile başlattığı askeri ve siyasi hamleler coğrafyaya yeni bir nizam verdi ve sınırlarımızda “PKK devleti” kurma fikri, fiiliyata çevrilmek istenirken bertaraf edildi. Emperyalistlerin coğrafyayı 100 yıl sonra bir kez daha parçalama emellerinin yerinde şimdi 8 Aralık Suriye Devrimi rüzgârları esiyor.

Son aşama ise Batı’nın ileri karakolluğunu yapan PKK’nın silah bırakıp kendini tasfiye etmesi olacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin nihai çözüme yönelik siyasi hamlelerinin, tarafların da onay ve katkılarıyla son aşamaya geldiğini görüyoruz. Tam bu aşamada Cumhur İttifakı’nın ortağı ve dindar Kürtlerin temsilcisi olarak siyaset sahnesinde kendine yer bulan Hüdapar’ın “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” eski tartışmaları ısıtan bir çıktıyı önümüze koydu. İki gündür, Hüdapar’ı eleştiri oklarının hedefine oturtan sonuç bildirgesini dikkatlice inceledim. Bu arada çalıştayın internet sayfasında konuşmacıların açıklamalarını da okudum. Çok kıymetli görüşler ve öneriler vardı. Ancak Hüdapar’ın “yeni yüzyılda Kürt Meselesinin çözümü için aşağıdaki tespit ve çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz” diyerek sıraladığı maddelerden biri ve sunuş metninde yer alan bir öneri hem tezatlar barındırıyor hem de Türkiye Cumhuriyeti Devletine açıkça çözümsüzlükler dayatıyor.

Önce sonuç bildirgesinden şu cümleyi aktarayım:

“Kürt meselesinin çözümü ancak ulus devlet paradigmasının ve ırkçı/kavmiyetçi bakışın terk edilmesi suretiyle mümkün olabilir.”

Hüdapar’ın terk edilmesini arzuladığı........

© Yeni Şafak