menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Murad Paşa Camii ve hatimle teravih kıldıran Sarı İmam

53 1
24.03.2024

Eski İstanbul Ramazanlarının özelliklerinden ve güzelliklerinden biri de selatin camileri denilen tarihi mâbedlerin teravih namazına gelen cemaatlerle dolup taşmasıydı. Cuma namazlarında olduğu gibi, teravih namazlarında da camiler -avlular da dâhil- ağzına kadar doluyordu. Kalabalık müminler topluluğu bu izdihamı namazın verdiği disiplin ruhuyla derhal intizama dönüştürüyordu.

Ramazan’a mahsus bir gelenek daha vardı ki, o da otuz teravihin otuz ayrı camide kılınmasıydı. Bu uygulamayı bir bakıma âdet haline getiren eski İstanbullular bu hareketleriyle mübarek ayın manevi atmosferinden daha fazla istifade ettiklerini düşünüyorlardı.

Daha bitmedi. Hatimle teravih kılınan İstanbul camilerinden bazıları, görevli imamlar ve kürsüleri şenlendiren vaizler sayesinde tam bir cazibe merkezi haline geliyordu. İşte bu mabetlerden biri de Aksaray’daki Murad Paşa Camisi’ydi. Burada da teravih namazı hatimle kılınıyordu ama bu hatim diğer hatimlere benzemiyordu. Daha doğrusu, öteki camilerde bir hatimle eda edilen otuz teravih namazı, Murad Paşa Camii’nde üç hatimle kıldırılıyordu. Sarı İmam lakabıyla tanınan hoca efendi, on günde bir hatim yapıyordu. Ayrıntılara geçmeden önce bu cami hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Cihan hükümdarı Fatih Sultan Mehmed, Konstantiniyye’yi fethedince Bizans halkına aman veriyor. “Kimse benim gazab-ı şâhânemden havf itmesün!” diyerek Hıristiyan ahaliden isteyenlerin şehirde kalabileceğini, kendilerine din ve vicdan hürriyeti verileceğini ilan ediyor. Bunun üzerine yerli halktan bazıları Konstantiniyye İstanbul olduktan sonra da bu şehirde yaşamaya devam ediyorlar. Hatta bazıları daha sonra Müslüman oluyor. İşte İslamiyet’i kabul eden Bizanslılardan biri de son kral 11. Konstantin Dragazes’in yeğenidir.

On Birinci Konstantin Dragazes Paleologas'ın yeğeni, Müslüman olur olmaz Murad ismini alıp muradına eriyor. Bilahare, İslam ordusuna katılıp paşalık rütbesine kadar yükseliyor. Ve bahsini ettiğimiz camiyi yaptıran paşa bu Has Murad Paşa’dır. Ancak 1476’da vuku bulan Otlukbeli Savaşı’nda şehit olunca yarım kalan cami inşaatını Fatih tamamlatıyor. Has Murad Paşa Camii de diğer selatin camileri gibi külliye halinde inşa edilmişti.

Paşa’nın Bizanslı bir mühtedi olduğunu ben de Yahya Kemal’den öğrendim. Büyük şairimiz “Aziz İstanbul” adıyla intişar eden leziz kitabında bu konuyu şöyle anlatıyor:

“…Vakıa Has Murad Paşa, Paleolog Hanedanından Müslümanlığı ve Türklüğü kabul etmiş bir prensti. Lakabı olan ‘Has’ kelimesi Fatih devrinde, sarayda........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play