menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şartlar çok değişti “çocuklar”

54 4
friday

12 Eylül darbe haberini ABD Başkanı Carter’a Damdaki Kemancı müzikalini izlediği esnada kulağına fısıldayarak “sizin çocuklar (ya da Ankara’daki çocuklar) o işi halletti” ifadeleriyle vermişler.

Türkiye’deki “Amerika’nın Çocuklarını” sadece 12 Eylül darbesini yapan komuta kademesinden ibaret görmek yanıltıcı olur. “Başkalarının çocukları olmak”, Türkiye’de maalesef kökü çok eskilere dayanan mühim bir meseledir.

Mekanizmanın öyle bir “al-ver” ilişkisiyle, sarı zarflar içinde gelen paralarla ya da “evlat edinme” prosedürleriyle işlemediğinin altını çizelim. Bu çocuklar, bazı devletleri kendi devletlerinden daha güçlü, daha etkili, daha uygar, daha cazip ve daha verimli görüyorlar ve sırtlarını oralara dayıyorlar. Buna küresel bir “cemaat” de diyebiliriz; kendi milletlerinin mensubu olmaktansa o küresel cemaatin mensubu olmayı istiyor, göze girmek, kabul görmek, gönüllerde yer almak için çırpınıyorlar. Onlar gibi giyiniyor, onlar gibi yiyip içiyor, onlar gibi yaşıyor, onlar gibi düşünüyorlar. Osmanlıcamızda ne güzel kelimeler var: Kendi devlet ve milletlerinden ziyade bu küresel cemaate müzahir, müteveccih, mütemayil oluyorlar. Küresel cemaat de çocukların bu eğilimlerini elbette karşılıksız bırakmıyor; siyasetçiden bürokrata, gazeteciden STK’lara, sermayeden terör örgütlerine kadar kendilerine aşk ve hayranlık besleyen ya da kendilerinden medet uman çocukları bağırlarına basıyor, koruyor, kolluyor, destekliyor, sahip çıkıyorlar.

Dedik ya, ilişki doğrudan kurulmuyor, tamamen organik. Bir kez gözlerine girebildiler mi, faaliyet gösterdikleri her alanda kayrılıyorlar. Misal, filmlerinde, dizilerinde cinsel sapkınlığı överlerse bir el........

© Yeni Şafak