menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hırsızdan kahraman olmaz

76 25
21.04.2025

Şeyh Galip, şiirlerinin Mevlana’nın Mesnevi’sinden çalıntı olduğuyla itham edildiğinde, o meşhur “Esrârını Mesnevî’den aldım / Çaldımsa da mîrî malı çaldım” beytini yazmıştı. Şair intihali itiraf etmekle birlikte çaldığının mîrî malı, yani, herkese ait, herkesin faydalanmasına açık bir eser olduğunu söylemek istemişti. Ne var ki, “mîrî” kelimesi aynı zamanda beytülmâl, yani devlet hazinesi anlamına da geliyordu ve büyük bir talihsizlikle Şeyh Galip’in bu güzel dizeleri 2 asır boyunca hırsızlığın bahanesi olarak kullanıldı. “Devlet malı deniz”, “su akarken küpünü dolduracaksın” ya da “çalıyor ama çalışıyor” gibi devletten çalmayı meşrulaştıran münasebetsiz ifadelerin yanına bir de Şeyh Galip’in bu dizesi eklendi.

Belli bölgelerimizde elektrik hırsızlığının sanki gayet doğal, gayet normalmiş gibi, hatta helalmiş gibi, saklamaya, gizlemeye bile gerek duyulmadan icra edilmesinin, hatta bunun kimi siyasetçiler tarafından savunulmasının altında da biraz bu ruh hali yok mu? Devletten, kamudan, beytülmalden çalmak sanki hakkını alıyor olmak gibi bir vicdan rahatlatma yöntemine dönüşmüş.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart’ta gözaltına alındı; ardından da İstanbul’da yapılan çok büyük hacimli yolsuzlukların detayları ortaya çıkmaya başladı. İmamoğlu’nun tutuklanmasına itiraz eden, isyan eden, sokaklara çıkan, polisle çatışan, sabah akşam destek mesajları atan hemen herkes bu yolsuzlukların varlığına, İstanbullunun, milletin parasının çalındığına, çarçur edildiğine, rüşvetin, irtikabın, şantajın var olduğuna........

© Yeni Şafak