menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir istismar aracı olarak Atatürk

147 18
11.11.2025

Onu abartılı övenler ve ona tepki gösterip abartılı yerenler arasında, 5186 Sayılı Kanun’a da muhalefet etmeden hakiki bir Mustafa Kemal yazısı yazmak mümkün mü? Haydi deneyelim…

Mustafa Kemal insanüstü bir varlık değildi; olağan dışı kabiliyetleri yoktu. Döneminin her Osmanlı subayı gibi iyi bir eğitim almış, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı şartlarında sahada tecrübe edinmişti. Kendi devreleriyle kıyaslandığında askeri safahatı vasatın altındaydı zira Sofya ateşemiliterliği, Şehzade Vahdettin’in yaverliği gibi görevlerle ya da sağlık sorunları nedeniyle devrelerine göre daha az kıta vazifesi almış, Çanakkale dışında bir askeri başarı kaydetmemişti. Riske girmezdi. Kudüs’ün işgali öncesinde ordu kumandanlığından istifa ederek Viyana’ya kaplıcalara gitmiş, Medine komutanlığı önerildiğinde reddetmiş, Filistin görevine gönderildiğinde orduyu ağır zayiatla Afrin’e kadar geri çekmişti. Sultan Vahdettin tarafından Anadolu direnişini örgütlemek için gönderildiğinde ordudaki en müsait yüksek rütbeli subaydı; vazife doğal olarak ilk ona teklif edilecekti. İstiklal Savaşı’nın altyapısı zaten hazırdı; zafer, tek adamın değil, kolektif bir çabanın neticesiydi.

Mustafa Kemal bir düşünce adamı, bir mütefekkir değildi; bu alanda yoğunlaşacak zemin ve imkan da zaten yoktu. Fikirleri fark oluşturmaktan, özgünlükten, orijinallikten uzaktı. Nitekim ne çağını, ne başka toplulukları etkileyebildi. Fikirleri bugüne de ulaşmadı. Müslüman bir halkı Batılılaştırmak, laikliği İslam toplumunda uygulamak, seküler bir toplum yaratmak gibi “özgün” aksiyonları ise daha sağlığında çökmüş, başarısız olmuştu.........

© Yeni Şafak