Afrika'nın değişmeyen kaderi
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 15-08-2001 tarihli yazısıdır
15. yüzyıldan itibaren sömürgeleştirilmeye başlanan Afrika kıtası aradan şu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ huzur ve istikrara kavuşabilmiş değildir.
Afrika ülkeleri bağımsızlıklarını "resmen" kazanmışlardır ancak sömürgeci devletler batı yanlısı diktatörleri ve baskıcı rejimleri iktidara getirmek ve desteklemek suretiyle, kıtayı "bağımlı" bir konumda tutmanın hesabı içindedirler.
1965 yılında İngiliz sömürgesi olmaktan çıkarak bağımsızlığını kazanan Rodezya'da beyaz azınlığın yönettiği ırkçı bir rejim kurulmuştu. Ve siyahlar büyük bir zulüm altındaydılar. 1980 yılında iktidarı siyah çoğunluk ele geçirmişti. Ancak dünya perde gerisinden de olsa "beyaz"ların ırkçı idaresini desteklemekteydi.
Aynı şekilde Etyopya'nın kuzeyinde yer alan Eritre bölgesi Osmanlı'dan sonra İtalyanların hakimiyetine girdi. 1952'de de BM tarafından federal bir statü ile Etiyopya'yla birleştirildi.
Etiyopyalı diktatör Selassie 1962'de Eritre'yi ülkesine kattığını ilan etti.
Ve bu tarihten sonra Eritreli Müslümanlara karşı büyük bir sindirme ve işkence hareketi baş gösterdi.
1974'te Selassie'nin marksist bir darbeyle devrilmesinden sonra da Eritreli Müslümanlara karşı yürütülen politika değişmedi. Bu politikanın devamında İsrailli uzmanlar Etiyopya ordusuna destek sağlamaktaydılar.
İsrailli bir stratejistin ifadesine........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Tarik Cyril Amar
Ellen Ginsberg Simon
Stefano Lusa
Mort Laitner
Gilles Touboul
Mark Travers Ph.d
Daniel Orenstein
John Nosta