Gazze'de 7 Ekim'den bu yana devam eden kan ve gözyaşının sona ermesi için Doha'da, Mısır'da aylardır ateşkes müzakereleri görüşülüyor, hatta bu müzakerelerde Mısır'ın planı, diğer ifadeyle Arap Planı çerçevesinde bir barışın sağlanabileceği ifade ediliyor ama gel gör ki, sahadaki gerçekler hiç de öyle değil.

Müzakereler başladığından bu yana bu ateşkes görüşmelerinin sadece bir oylama taktiği olduğunu belirtiyoruz. Neden bunu ifade ediyoruz, nereden biliyoruz; çünkü ABD ve İsrail'in genelde Orta Doğu, özelde ise bu bölge için emellerini çok iyi biliyoruz ve bu tarihi emellerinden vazgeçmeleri asla mümkün değil.

Orta Doğu'da barışı getireceğini iddia eden ABD Başkanı Trump'ın, Gazze Şeridi için 5 Şubat'ta ilan ettiği plan sizce de birçok şeyi ifade etmiyor mu?

Neydi bu plan, tekrar hatırlayalım; Gazzeli Filistinliler, Mısır ve Ürdün başta olmak üzere diğer ülkelere taşınacak ve Gazze'nin kontrolü savaşın ardından ABD'ye bırakılacak. Yani, Filistinlilerin olmadığı, zorla tehcir ettirildiği bir Gazze.

Hani ABD, Filistin'de iki devletli çözümden yanaydı, ne oldu?

Bu arada Trump'ın Batı Şeria ile ilgili yaptığı açıklamaları da unutmayalım. Konu sadece Gazze değil elbette. ABD'de başkanlık yarışı devam ederken, Trump bir seçim konuşmasında Batı Şeria'nın İsrail tarafından ilhak edilmesine göz yumacağını açıkça belirtmişti. Trump başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Batı Şeria'daki İsrail saldırılarını bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor.

Arap Birliği'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Gazze için Arap Planı'nı kabul ettiğini açıklamalarının........

© Yeni Mesaj