Zengezur koridoru, İmralı görüşmeleri ve üniter devlet gerçeği
"Biz 'Müslüman' dendiği zaman 'Türk'ü', 'Türk' dediğimiz zaman da 'Müslüman'ı' hatırlardık… Müslümanlığın siyasi platformda ayakta olabilmesi, Türk milletinin ayakta olmasına bağlı. Kabul etsek de bu, etmesek de bu."
Bugün bu sözlerin ne kadar gerçekçi ve güncel olduğunu görmek için Ortadoğu'ya bakmak yeterli. İslam coğrafyası sahipsiz, milletler parçalanmış… Türk milleti tarihsel misyonundan uzaklaştığında, İslam dünyasının nasıl savrulduğu açıkça ortada.
Hoca'nın da altını çizdiği gibi, bir milletin gücü, kimliğinin sağlamlığına bağlıdır. Geçmişte bu güç bizdeydi, bugün de potansiyel hâlâ mevcut. Eksik olan, bunu devlet politikası hâline getirecek iradedir.
BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI MİLLETİN DURUŞU
Haydar Hoca, seçim gözlemlerini aktarırken şunu vurguluyordu:
"İnsanımız kesinlikle bölücülüğü kabul etmiyor, istemiyor… Şahsi menfaatini değil milletin menfaatini düşünen şahıslar etrafında kadrolaşmak istiyor."
Bu, hâlâ milletimizin en güçlü refleksidir. Bölücülük, sadece siyasi değil; ekonomik ve kültürel çöküşün de ana sebebidir. Buna rağmen Meclis'te "Terörsüz Türkiye" söylemiyle kurulan komisyon, ülkenin üniter yapısıyla sorunlu görüşleriyle bilinen isimlerin etkisine açık bir zemin üzerinde şekillenmektedir.
Böyle bir yapının başarı şansı yoktur. Geçmişte benzer süreçler, terör örgütü elebaşının dile getirdiği taleplerin müzakere masasına taşınmasıyla sonuçlanmıştır. "Terörsüzlük" iddiasıyla yola çıkarken, üniter devleti zayıflatacak alanlar açmak, milletin basiretini küçümsemektir. Haydar Hoca'nın dediği gibi, "millet kimin gerçekten memleket hayrını düşündüğünü bilir ve onu mükâfatlandırır; bölücülüğe kapı aralayanı ise affetmez."
DEVLETE EBEDİLİK........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Robert Sarner