Silah bırakma çağrısı ve BOP
Son günlerde gittikçe sertleşen siyaset, ardı arkası kesilmeyen adli soruşturmalar ve açılan davaların üst üste gelmesi tesadüf olmasa gerek. Bazı soruşturmalarda eski sayfaların tekrar açıldığını, geçmişte yaşanan olayların farklı gözle tekrar değerlendirildiğini de görüyoruz. Daha önce suç olarak algılanmayan ve değerlendirilmeyen bazı uygulama ya da söylemlerin, farklı bir bakış açısı ile bakılarak "muhtemel suç şüphesi" ile sorgulanmaya başlandığına şahit oluyoruz.
Şu an dünyada yeni bir yapılanma var. Özellikle Covid-19 döneminden sonra hayat ciddi anlamda hızlandı. Dijital hayatın belki daha ön plana çıkması ve yapay zekanın hayatımızın merkezine oturması ile artık kararlar daha hızlı alınmaya başlandı. Yetmedi bu kararların yankılarının bir anda tüm dünyayı sarabildiğine de şahitlik ediyoruz. Bu yeni yapılanmada herkes kendi pozisyonunu alıyor. Adeta, ideal sahipleri ideallerine ulaşmak için zamanla yarışıyor. ABD Lideri Trump'ın son günlerdeki hareketliliği de bu fikri destekleyen bir delil olarak gösterilebilir.
Trump'ın Gazze Şeridi'nin ABD kontrolü altına alınması, Gazzelilerin komşu ülkelere sürülmesi ve Filistin bölgesinin 'Orta Doğu'nun Rivierası'na dönüştürülmesi projesi ile Ortadoğu'daki olaylarda başrolde oynamak istediği çok açık. Peki bu yeni bir durum mu? Hayır. Sadece süreç hızlanmıştır. Ve tabii Gazze derken, Ortadoğu'yu bütün olarak değerlendirmenin şart olduğunu söylemeye gerek bile olmadığını düşünüyorum. Irak'ın durumu, Suriye'nin durumu, özetle Büyük Ortadoğu Projesi'nin geldiği nokta belli.
Güneyimiz böyle iken, kuzeyimizde Ukrayna'nın nadir toprak elementlerine göz dikmiş bir ABD. Bu örnekleri artırabiliriz ama, esas varmak istediğim noktayı belirtmek gerekirse soruyorum şimdi: Hem kuzeyimizde hem güneyimizde oyun kuran ABD'nin bizi pas geçeceği düşünülebilir mi?
Büyük Ortadoğu Projesi'nde Türkiye'nin yeri parçalanmaktır
........
© Yeni Mesaj
