menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Napolyon’dan Trump’a: “Dost” maskesiyle gelen stratejiler

37 1
14.08.2025
1798'de Mısır'ı işgal eden Napolyon Bonapart, tarihe yalnızca askeri dehasıyla değil, siyasi propaganda teknikleriyle de geçti. Daha ilk günlerinden itibaren Arapça bildiriler yayınlatarak kendisini "İslam'ın dostu, Kur'an'a hürmet eden bir lider" olarak tanıttı. Memlûk beylerini zalim ilan etti, Osmanlı Padişahı'nın dostu gibi konuştu, hatta rivayete göre Kur'an'a el basarak yemin etti.

2 Temmuz 1798 tarihli bildirilerinden birinde şöyle diyordu:

"Mısır halkı! Size saldıran biz değiliz. Biz Osmanlı Sultanı'nın dostlarıyız. Memlûklerin zulmünden sizi kurtarmaya geldik."

Amaç açıktı: İşgali meşrulaştırmak, yerel halkın direncini kırmak ve "düşman" değil, "kurtarıcı" gibi görünmek. Bu söylemler, sahadaki gerçek amaç olan sömürgeciliği perdelemekten öteye geçmedi.

OBAMA VE "YENİ BİR BAŞLANGIÇ"

2009'da dönemin ABD Başkanı Barack Obama, "Yeni Bir Başlangıç" başlıklı konuşmasını Kahire Üniversitesi ve El-Ezher Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirdi. El-Ezher, İslam dünyasının en köklü ve sembolik ilim merkezlerinden biriydi. Obama, "ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı" temelinde yeni bir sayfa açma sözü verdi.

Bu mekân seçimi, tıpkı Napolyon'un Osmanlı'ya dostluk ilanı gibi, kültürel ve dini sembollerin jeopolitik amaçlarla kullanılmasının modern bir örneğiydi.

O yıllarda Türkiye'de Obama'nın Müslüman olduğuna dair söylentiler yayıldı. 2010 tarihli gazeteler, Endonezya'daki okul kayıtlarında "Barry Soetoro" adıyla ve "din" hanesinde "İslam" yazdığı iddialarını aktardı. Pew Research Center gibi kurumlar bu iddiaları defalarca çürütse de........

© Yeni Mesaj