EastMed: Bir enerji hattından fazlası
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın "Türkiye–İsrail iş birliği" açıklaması, bana göre yalnızca diplomatik bir değerlendirme değil; bölge haritasının yeniden çizileceğinin açık ilanıdır.
Dünkü yazımızda bu sözün Hazar ayağını ele almıştık; bugün ise aynı hattın Akdeniz uzantısına, yani EastMed boru hattına bakalım.
Projenin Doğuşu: Haritada Yeni Bir Hat, Gerçekte Yeni Bir Denge
EastMed hattı ilk kez 2012 yılında, İsrail'in Leviathan sahasında büyük doğalgaz rezervlerinin keşfiyle gündeme geldi.2016'da Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve İsrail arasında yapılan ön anlaşmayla proje resmiyet kazandı.
Amaç; bu gazı Kıbrıs üzerinden Girit'e, oradan da Yunanistan ve İtalya aracılığıyla Avrupa'ya taşımaktı.
Teknik açıdan bir enerji girişimi gibi görünse de, projenin asıl hedefi Türkiye'yi devre dışı bırakmaktı.
Zira hattın güzergâhı, Türkiye'nin Akdeniz'deki kıta sahanlığını bilinçli olarak by-pass edecek şekilde çizildi.
2019'da ABD Kongresi'nin kabul ettiği "Eastern Mediterranean Security and Energy Partnership Act", Yunanistan, İsrail ve GKRY'yi "bölgesel ortak" ilan etti; Türkiye ise denklemden çıkarıldı.
Bu hamle, NATO içinde bile yeni bir eksen yarattı: Washington'un gözetiminde "Doğu Akdeniz Üçlüsü."
Washington'un Geri Adımı mı, Yeni Hamlesi mi?
2022'de ABD Dışişleri Bakanlığı, hattın ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğini gerekçe göstererek projeye desteğini çektiğini açıkladı:"EastMed hattına desteğimizi sonlandırdık. Bölgedeki gerginlikleri azaltmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak adına alternatif enerji bağlantılarına yöneliyoruz."
Bu açıklama ilk bakışta bir geri adım gibi göründü.
Oysa Washington'un klasiği........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Ellen Ginsberg Simon
Gilles Touboul
Mark Travers Ph.d
Daniel Orenstein