menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geleceği savunmak: Bir nesli kayıp vermemek

13 1
20.09.2025

Türkiye'de gençlik bugün, tarihin belki de en büyük kuşatmalarından birinin ortasında. Bir yanda uyuşturucu, diğer yanda sanal bahis ve kumar, öte yanda organize çeteleşme… Bu yapılar artık münferit sapmalar değil, milyonlarca dolarlık sektörlere dönüşmüş durumda. Sokak başlarında, telefon ekranlarında, sosyal medya akışlarında, okulların bahçelerinde… Gençliğin etrafındaki tehlike çemberi her geçen gün biraz daha daralıyor.

Üstelik işin en çarpıcı yanı, bu süreçlerin çoğu zaman devletin gözü önünde, hatta kimi zaman gözetiminde ilerlemesi. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı eliyle yürütülen "yasal bahis" sistemi, gençliğin kumara karşı direncini kıran en büyük faktörlerden biri haline gelmiş durumda. Bir taraftan yasa dışı bahse karşı çıkmak, diğer taraftan teşvik ederek gelir sağlamak bir paradoks değil mi? Kumarın devlet eliyle meşrulaştırıldığı bir düzende gençlere "oynama" demek, etkisiz bir nasihat olarak kalıyor. Bu çelişki, yasadışı bahis ağlarının da ekmeğine yağ sürüyor: Yasal ortamda meşrulaştırılmış psikolojiyle büyüyen genç, birkaç tıkla yasa dışı platformların "daha yüksek oran" tuzaklarına çekiliyor.

Bugün Türkiye'de madde bağımlılığı yaşı 13–15'e kadar düştü, yasa dışı bahis pazarının yıllık hacminin 50–60 milyar TL olduğu tahmin ediliyor. Çeteleşme ise çoğu zaman bu iki alanla birlikte ilerliyor: Uyuşturucu satıcılığına sürüklenen genç, kısa sürede bahis borçlarını kapatmak için suç örgütlerinin taşeronu hâline geliyor. Aile bağları zayıfladıkça, değer duygusu kayboldukça bu ağlar gençleri kendine çekiyor.

Bu tablo sadece bireysel birer "ahlak problemi" değil;........

© Yeni Mesaj