menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel dengenin kırılma noktası: ABD, Rusya ve Türkiye'nin zor tercihleri

11 25
08.11.2025
Dünya son birkaç yıldır yeni bir gerilimin tam ortasında. Savaşlar artık sadece cephelerde değil, laboratuvarlarda, ekonomi masalarında ve gökyüzünde yaşanıyor. ABD ve Rusya arasındaki stratejik sorunlar giderek daha açık hale gelirken, bu iki güç arasındaki rekabetin yankısı dünyanın dört bir yanında hissediliyor. Türkiye ise bu fırtınalı coğrafyada, adeta bir "jeopolitik fay hattı" üzerinde dengede kalmaya çalışıyor.

ABD'nin Rusya ile yaşadığı sorunların temelinde aslında iki şey var: Küresel liderlik ve etki alanı mücadelesi. Soğuk Savaş bitmiş gibi görünse de aslında sadece biçim değiştirdi. ABD, hala dünyanın ekonomik ve askeri merkezinde kalmak istiyor; Rusya ise eski Sovyet etkisini, en azından çevresindeki ülkelerde yeniden kurma arayışında. Ukrayna savaşı, bu hesaplaşmanın en görünür yüzü. Ancak asıl rekabet, enerji yollarından savunma sistemlerine, siber güvenlikten uzaya kadar her alanda sürüyor.

Washington, Rusya'yı yalnızca askeri bir tehdit olarak değil, aynı zamanda bir siyasi model rakibi olarak görüyor. Çünkü Moskova'nın çevresindeki otoriter düzenler, Batı'nın liberal-demokratik sistemine alternatif bir blok oluşturma iddiasında. ABD, bu nedenle NATO'yu genişletiyor, Doğu Avrupa'da askeri varlığını artırıyor ve ekonomik yaptırımlarla Rusya'yı küresel sistemde yalnızlaştırmaya çalışıyor.

Fakat işin bir başka boyutu daha var: Nükleer denemeler ve stratejik silahlanma yarışı.

Yeni dönemin tehlikeli oyunu: Nükleer gövde gösterisi

Son yıllarda hem ABD hem Rusya, Soğuk Savaş dönemini hatırlatan biçimde nükleer silah programlarını yeniden masaya koydu. Rusya,........

© Yeni Mesaj