Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu?
Haramın, yolsuzluğun, haksızlığın, rüşvetin, torpilin vs. partisi olmaz. Ama değerlerimiz öyle bir yetirdik ki artık haksızlığa, yolsuzluğa hatta zulme bile partizanca bakılıyor, vicdan mahkemeleri ona göre duruş gösteriyor.
İBB Başkanı iken hakkında açılan 10'dan fazla 'yolsuzluk' dosyalarında hakim yüzü görmeyen Sayın Erdoğan yanılmıyorsam 2008 yılında şöyle diyordu:
'Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara emin adımlarla ilerlemesi için, İtalya'da 'Temiz Eller' operasyonu yapıldığı zaman 'Bizde bu ne zaman yapılacak?' diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar?
Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır."
Bu vurgulara katılmamak mümkün değil. Ama bu vurguların sahada hiçbir zaman karşılığını göremedik.
17-25 Aralık sürecinde hiç kimse bırak hakimi savcı karşısına bile çıkartılmadı.
'Metal yorgun' denilen altlarından koltukları alınan AKP'li 5 büyükşehir belediye başkanı savcı, hakim yüzü görmedi.
Erdoğan Bayraktar itirafçı oldu. Hiç kimse oralı bile olmadı.
Ankara ve İstanbul belediyeleri hakkında hazırlanan milyarlarca liralık yolsuzluk dosyalarına İçişleri Bakanı el koydu. Savcıya vermedi. Daha nice örnekler var.
Özetle AKP iktidarı, yolsuzluk, rüşvet, kamuyu zarar uğratma iddialarının muhatabı olunca: "hükümeti ve ekonomiyi zor duruma düşürmek için yapılan bir operasyon, mesnetsiz iftiralar, siyasi rekabetin çirkin bir oyunları, komplo, tuzak' gibi cümlelerle aklanma yoluna gitti, gidiyor.
Siyasi rakipleri konu olunca: 'heybedeki büyük........
© Yeni Mesaj
