5 Kasım'da (2024) ABD'de başkanlık seçimleri yapılacaktı. Sanki bizde seçim yapılıyormuş gibi bir hava vardı. Hemen herkes, 'ABD'de seçimi kim kazanacak' sorusu ve etkileri hakkında konuşuyordu.

Trump kazandıktan sonra da bu kez ülkemizin gündemi, 'Trump nasıl bir siyaset izleyecek' sorusuna cevap bulmaktı.

Sayın Erdoğan bile o malum mektubu unutmuş ve ilk döneminde olduğu gibi Trump ile dost olduklarını vurgulayıp, bölgesel ve küresel işbirliğine devam edeceklerini açıklamıştı.

Trump ters köşe yaptı

Adı Trump, Biden, Obama, puşt ne olursa olsun bizler, atalarımızın tarihi tecrübesinin ifadesi olan 'domuzdan post, düşmandan dost olmaz' dedik, diyoruz da.

Trump koltuğa oturdu ve başladı dünyayı parsellemeye. Meksika körfezi benimdir, Grönland benimdir. Şit! Ukrayna, sana 500 milyar dolar verdim, karşılığında madenlerini bana vereceksin' gibi nice sözler sarf etti.

Siyaset ve medyamız bu çıkışları ve etkilerini tartışırken Trump, 'Gazze'de benim' dedi.

Al başına belayı!

Sayın Erdoğan tam 5 gün sessiz kaldı. 'Sukutta ikrar mı var' derken malum gazeteci Ahmet Hakan devreye girdi;

"Sayın Cumhurbaşkanı. Trump'a kırıp dökücü bir cevap vermemeniz çok doğru. Muhalefetin 'Susuyorsun, neden cevap vermiyorsun' demesine hiç aldırış etmeyin' dedi.

Ve 5'inci gün

Sayın Erdoğan konuştu. Trump'ın bu çıkışını her ABD'ye gittiğinde görüştüğü Yahudi Lobilerinin baskısından kaynaklandığı belirtip, 'kale dikkat ve kale alınmamasını' belirtti.

Ardından da Gazze........

© Yeni Mesaj