Cinsellikte seçim özgürlüğü
Toplumsal değişim, bazen sokakta sloganlarla, bazen bir derste yükselen sorularla, bazen de bir kişinin kendi bedeni üzerinde söz hakkı talep etmesiyle başlar. Cinsellikte seçim özgürlüğü, tam da bu sessiz ama derin devrimlerden biridir. Yüzyıllardır bedenlerimiz, arzularımız ve seçimlerimiz başkalarının onayına, ahlak kalıplarına, yasa ve yasaklara mahkûm edildi. Ancak artık biliyoruz; cinsellik bir tabu değil, insan olmanın temelidir. Cinsellikte özgürlük, yalnızca ‘herkesin istediği kişiyle birlikte olabilmesi’ değildir. Bu özgürlük; bilgiye erişim, onay, beden bütünlüğü, sağlık ve eşitlik temelleri üzerine kurulu bir yaşam hakkıdır.
Cinsellik söz konusu olduğunda en büyük sorunlardan biri, bilgisizliğin yarattığı korku ve utançtır. Yıllarca ‘ayıp’, ‘günah’ ve ‘yasak’ kelimeleriyle çevrelenen cinsellik nesilden nesile yanlış aktarıldı. Hala birçok genç birey regl olduğunda utanıyor, birçok genç cinselliği güç gösterisiyle karıştırıyor. ‘Erkek ister, kadın verir’ anlayışı hala zihinlerde yer ediyor. Oysa cinsellik ne bir görevdir ne de bir yarış. Cinsellik karşılıklı onay, güven ve haz temelleri üzerinde yükselen bir insan deneyimidir. Cinsel özgürlük bilgiyle başlar. Çünkü bilgi, korkuyu azaltır; korku azaldıkça da insanlar kendi bedenlerini tanımaya, arzularını anlamaya başlar. Cinsel eğitim almamış toplumlarda istenmeyen gebelik oranları artar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar yaygınlaşır, cinsel şiddet görmezden gelinir. Bu yüzden cinsellik hakkında konuşmak utanılacak değil yaşamsal bir gerçekliktir. Bir genç kendi bedenini tanımadan büyüyorsa, başkasının sınırını da anlayamaz. Bu nedenle okullarda kapsamlı cinsel eğitim yalnızca biyolojik bilgiyi değil aynı zamanda onay, saygı, eşitlik ve beden güvenliği kavramlarını da içermelidir. Onay, cinsellikteki........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d