Trigomolu Hristalla Muna’nın hayat hikayesi… (1)
Tales of Cyprus yani “Kıbrıs’tan Hikayeler” başlıklı internet sayfasının yaratıcısı, akademisyen-grafik sanatçısı, araştırmacı yazar Avustralya’dan arkadaşımız Konstantinos Emmanuelle, Trigomolu Hristalla Muna’nın hayat hikayesini kaleme aldı… Biz de bu değerli röportajı, okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Konstantinos Emmanuelle, “Tales of Cyprus” Facebook sayfasında Hristalla Muna’ya ait çok değerli eski fotoğraflar da paylaştı… Bu fotoğrafların bazılarını da sayfamıza teşekkürlerimizle alıyoruz… Konstantinos Emmanuelle, şöyle yazıyor:
*** Hristalla Muna (bekarlık soyadı Yuannidis), 2 Mart 1934’te Mağusa’ya bağlı Trigomo köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Dimitrios Yanni, annesinin adı Eleni Andoni Yorgacis idi, kardeşleri ise 1920 doğumlu Andonakis, 1922 doğumlu Yannis, 1925 doğumlu Vassos, 1929 doğumlu Yeorgios ve 1938 doğumlu Ellada idi.
*** Hristalla’nın doğumundan birkaç gün sonra dedesi vefat edecekti… “Hiçbir zaman dedemi göremedim” diye anlatıyor bana… “Bir torba buğdayı depolamak üzere merdivene tırmanırken ayağı kayıp düşmüş ve göğsü tam da bir sandaliyenin kenarına çarpmış. Anında vefat etmişti…”
*** Trigomo büyük bir köydi, Hristalla genç bir kızken köyde belki de 2 binden fazla insan yaşamaktaydı… “Karma bir köydü Trigomo, çok sayıda Kıbrısıtürk de köyde ve civarında yaşamaktaydı” diye anlatıyor. “O günlerde herkes birbirine özen gösterirdi…”
*** Hristalla, 1930’lu yıllarda Trigomo’da sade ama güzel bir hayatları olduğunu söylüyor… “Vaftiz babam Andreas Nikolaidis, köydeki sinemalardan birisinin sahibiydi. Köydeki diğer sinemanın sahibi ise Konstantinos Yorgacis dayımdı, annemin erkek kardeşi yani… Pek çok kereler sinemaya giderek film seyrettiğimi hatırlarım. O günlerde bir guruşa bir hartuç gavrulmuş gannavuri tohumu alıp yiyebilirdiniz sinemada” diyor.
*** Hristalla’ya, “Bana annenle babanı anlat” diyorum. “Onlar iyi ana-babalardı” diyor. “Her daim bana tavsiyelerde bulunurlardı. Babam her zaman bize annemin Trigomo’nun en güzel kızı olduğu için onunla evlenmiş olduğunu anlatırdı. Her ikisi de 1898’de dünyaya geldiydi. Annem, 12 çocuğun en büyüğüydü. Hatırlarım da her zaman öğretmen olmak istediydi fakat hayat o şekilde gelişti ki olamadı, bize sık sık, “Çok çalışmak umurumda bile değil, yeter ki kızlarım eğitim alabilsin” derdi. Babam ise tam bir centilmendi. Bir sineği bile incitmezdi. Ne yazık ki 1960 senesinde Parkinson Hastalığı’ndan ötürü henüz 62 yaşındayken vefat etti…”
*** Hristalla, 1946 senesinde Trigomo’daki ilkokuldan mezun olacaktı… “İlkokulun ilk yıllarında, kızlar ve erkekler ayrı sınıflarda ders görürdü ancak sonraki yıllarda karma sınıflarda birlikte eğitim görürlerdi. Köyde bir adam vardı, adı Stillis Pavlidis idi (Hacıstillis), kendisi bir tefeci idi, köylülere borç para verirdi fakat hayatının ilerleyen yıllarında son derece cömert hale gelmişti ve köydeki okulun inşa edilmesine yardım etmişti. Aslında okula da onun adı verilmişti…”
*** Trigomo’da ilkokulu bitirdikten sonra Hristalla’yı, Lefkoşa’da yaşamakta olan abisi Vasso’nun yanına gönderdiler, böylece Tüm Kıbrıs Kızlar Akademisi’ne devam edebilecekti… “Akademi’ye girdiğimde 14 yaşındaydım. Aileler kızlarını bu okula hanımefendi olabilsinler diye gönderirlerdi Akademi’de iki yıl eğitim gördüm, 1948 ile 1950 yılları arasındaydı bu…”
*** Hristalla’nın abisi Vassos, kendisinden dokuz yaş büyüktü, böylece Hristalla Lefkoşa’da onun yanında kalmaya gidinceye kadar 21 yaşında olmuştu Vassos ve Kıbrıs’a Ford motorlu araçlarını ithal eden P.C. Petridis adlı şirkette muhasip olarak çalışmaktaydı… “Abim Vasso çok iyi eğitim almıştı” diye anlatıyor Hristalla, gururla… “Trigomo’daki İngiliz Okulu’na devam etmişti. Trigomo’daki bu okulu Yeorgios Sergiu adlı bir adam kurmuştu. Bay Sergiu, Girne’deki Ayios Epiktitos (şimdiki Çatalköy – S.U.) köyündendi, köyümüze gelerek insanlara İngilizce öğretmek üzere bu okulu kurmuştu.
*** Kıbrıs’ın önde gelen pek çok önemli kişisi, gelecekteki başarılarını Yeorgios Sergiu’ya borçluydular çünkü Trigomo’daki derslerine katılmışlardı. Çok özel ve çok cömert bir öğretmendi kendisi… Derslerine devam etmek üzere birkaç şilin ödeyemeyecek durumda idiyseniz, o zaman bir sakkulli badadez veya başka öte beri de kabul ederdi. İlk yıllarda abimle birlikte emekli bir öğretmene ait bir evde bir oda kiralamaktaydık. Bu ev, Tüm Kıbrıs Cimnastik Derneği Stadyumu’na yakındı. Bir süre sonra Lefkoşa’nın merkezinde, Magic Palace sineması yakınında küçük bir apartman dairesi kiraladık.
*** “1940’lı yılların sonuyla 1950’li yılların başlarında, Lefkoşa’da yaşamak nasıldı?” diye soruyorum Hristalla’ya. “İyi bir hayattı” diye yanıtlıyor. “Lefkoşa’nın elektriği ve çeşmelerden akan suyu vardı, oysa köyümde, köye ait çeşmelerden testilerle su taşımak........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein