menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Torun Turhan Kaymak, dedesi Faiz Kaymak’ın hayatını kaleme aldı… (2)

9 0
18.10.2025

Rahmetlik Ayhan Kaymak’ın kızı, Faiz Kaymak’ın torunu Peri Kaymak, “Dedemi Kıbrıs’ta hatırlayan pek yoktur… ama bu yurtsever kişinin yıllar evvel halkı için neler yaptığını öğrenmek isteyenler için bunu paylaşmak istedim. Kardeşim Turhan bütün bu bilgileri titizlikle derleyip kaleme aldı” diyor ve bir link paylaşıyor: “Türk Dünyası Ansiklopedisi”nde, Faiz Kaymak’ın hayatını kaleme alan torun Turhan Kaynak’ın yazısının link’i bu… Turhan Kaynak’ın yazısının devamı şöyle:

“1957 senesine geldiğinde Kıbrıs politikasının iç ve dış dinamikleri değişmeye başladı. Kaymak’ın Dr. Küçük’le görüş ayrılıklarından ve Faiz Kaymak’ın ortaya atılan taksim politikasına daha ihtiyatlı bir tutum sergilemesinden dolayı onu liderlikten uzaklaştırma kararı alınmıştı.

LİDERLİK GÖREVİNE SON VERİLMESİ…

O dönemi kapsayan birçok resmi tarih bildirilerinde aktarıldığının tersine, Faiz Kaymak Federasyon Başkanlığı’ndan gönüllü olarak çekilip görevi Rauf Denktaş’a devretmemiştir. İngiltere’nin Kıbrıs’taki sömürge yönetiminden çekileceği kesinleşip ve Türkiye’nin Yunanistan’la ilişkileri kötüleşince, Ankara’nın Kıbrıs politikası 1956 yılının sonlarına doğru “taksim” tezine dönüşmüştü. Söz konusu taksim politikasının, Rumların şiddette dayalı Enosis hedeflerine engel çıkaracağından, zaten artmakta olan toplumlararası çatışmalara da daha fazla sebep yaratacağı aşikardı. Bu ortamda Kıbrıslıtürklerin güvenliğini sağlamak için daha sert politikalara ve icraatlara ihtiyaç olacaktı. Türkiye’nin taksim politikasına karşı daha ihtiyatlı yaklaşan ve Rumları ebedi bir düşman olarak değil de daha çok hiçbir zaman güvenilemeyecek, çığırtkan bir komşu olarak gören Faiz Kaymak’ın sahip olduğu ılımlı görüşlere artık ihtiyaç yoktu ve liderlik onun yerine yeni politikayı icraat edecek iki isme bırakıldı: Dr. Küçük ve Rauf R. Denktaş.

Faiz Kaymak ve Dr. Küçük arasında yıllar süren dava arkadaşlığını bozan temel unsur siyasi anlaşmazlıklar değildi. Türkiye, Kıbrıslıtürkler’in hızlı ve seri bir şekilde haber almasına destek sağlayacak yeni ve modern bir matbaayı kurmak maksadıyla 1955 yılında cemaate bir hibe vermişti. Bu yardımlarla temin edilen yeni tesis Dr. Küçük’ün sahip olduğu Halkın Sesi gazetesinde kurulunca Faiz Kaymak bu durumu protesto ederek ‘‘topluma hibe edilen bir mal nasıl özel bir şahsa devredilir?’’ sorusunu gündeme getirmişti. 18 Ekim 1957 tarihinde, New York’ta tahsil gören oğlu Ayhan Kaymak’a yazdığı mektupta gelişen olayları böyle tanımlamıştır:

“Dr. Küçük sana yazdığım gibi aleyhimde yalanlar çıkartmıştır. Benden kıskandı. Türkiye’den on binlerce lira yardım alarak matbaa satın almasına itiraz edince ben, bana çok kızdı. Zaten biliyorsun bir iki senedir beni düşürmeye çalışıyor. 27 Ekim’de Federasyon toplantısı olacak ve seçim yapılacak”.

1959 yılında bu konu Türkiye Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu, “Neyi kime vereceğimizi Faiz Kaymak’a mı soracağız?” şeklinde cevap vermiştir. Bu matbaa tartışması ikili liderlik ilişkisinin kırılma noktasını teşkil eder ve bundan böyle etkisi artırılmış yayın organına kavuşunca siyasi güç dengesi kalıcı bir şekilde Dr. Küçük’e kaymış olur.

Zaten Faiz Kaymak’ın Dr. Küçük’le anlaşmazlıkları Mayıs 1957’den sonra açık bir sır olmaktan çıkmıştı. Kaymak’ın kendi özel girişimiyle 15 Mayıs’ta Ankara’da TC Dışişleri Müsteşarı Melih Esenbel’le görüşmesi hoş karşılanmamıştı. Halkın Sesi ve Hürsöz gazetelerinde çıkan basın bildirisinde, Dr. Küçük Kıbrıs Türktür Partisi genel başkanı sıfatıyla, yanına Federasyon Genel Sekreterliğini de alarak, milli birlik ve beraberliği bozduğu için Faiz Kaymak’ı hareketlerinden dolayı herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek biçimde kınar. Bununla birlikte Dr. Küçük’un 16 Mayıs’ta Kaymak’a çektiği telgrafta şu mesaj bulunmaktadır:

“Kıbrıs’tan hiçbir selahiyet almadan gizlice ayrılmanız resmi makamlarla temasa geçmeniz parti ve federasyon muhitlerinde hayretle karşılanmış. Bu hareketiniz partiyi federasyonu yıkmak için bir teşebbüs olarak telakki edilmektedir. Hareketinizi protesto ederiz”.

Kaymak şöyle cevap verir: “Gizli işim yoktur. Hareketim yapıcıdır. Neticeden federasyon ve parti fayda görecektir. Saygılar.”

1957’nin Haziran ve Ağustos aylarında Faiz Kaymak ile Dr. Küçük Ankara’ya çağrılırlar. 20 Haziran günü başkentte TC Dışişleri Bakanı vekili İ. Ethem Menderes ve daha sonra 31 Ağustos’ta TC İçişleri Bakanı Dr. Nedim Gedik ile yapılan özel görüşmelerde Kaymak’a sükut edip, bu yeni dönemde arka planda kalması tavsiye edilir. 1956 yılında tekrar Türkiye’nin Başkonsolosluğu’na atanan Burhan Işın da bu dönemde Kıbrıs’ta benzer söylemlerde bulunmaktadır. Bununla birlikte Dr. Küçük’ün Başkonsolos Işın’la........

© Yeni Düzen