menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Ölümünün 47nci yılında unutulmayan lider: Dr. İhsan Ali…”

8 1
10.11.2025

Ulus IRKAD

(Değerli arkadaşımız, Araştırmacı-yazar Ulus Irkad, ölümünün 47nci yılında Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi tarafından KTOEÖS’te anılan Dr. İhsan Ali’yle dair yaptığı konuşmada unutulmayan lideri anlattı… Konuşmasını teşekkürlerimizle paylaşıyoruz. S.U.)

“Unutulmayan Lider: Dr. İhsan Ali

Dr. İhsan Ali, Baf kazasında Panayia ve Kilinia köyleri yakınındaki Vretça köyünde doğmuştur. Birkaç yıl ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra, tıp eğitimi almak üzere Cenevre’ye gitmiş ve burada üniversite öğrenimini tamamlamıştır. Kıbrıs’a doktor olarak döndükten sonra, yalnızca Baf halkı arasında değil, tüm Kıbrıslılar arasında da kısa sürede tanınır hâle gelmiştir. Özellikle 1963’teki toplumlararası çatışmalardan sonra, gazetelerde yayımlanan makaleleri, Türkiye’de Başbakan İsmet İnönü’ye yazdığı açık mektupları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne gönderdiği yazılar, Kıbrıslı Türklere yaptığı çağrılar ve televizyon röportajlarıyla geniş bir kitleye ulaşmıştır. Bütün bu çabaları, Kıbrıs’taki iki toplum arasında uyumlu ve dostane ilişkiler kurulması amacına yönelmişti.

DR İHSAN ALİ’NİN DEMOKRAT DURUŞU

1920’lerde Baf’ta bir ilkokul öğretmeni olarak görev yaptığı yıllarda, Kıbrıs’ın Sömürge yönetiminden kurtulması gerektiğine inanıyordu. Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı sırasında ise, Atatürk’ün öncülüğündeki modernist Türk milliyetçiliğinin gönüllü bir destekçisi olmuştu. Dr. İhsan Ali’nin Kemalist anlayışında askeri darbeleri destekleme yoktu, o daha fazla sosyal demokrat görüşleri olan, baskıcı ve otoriter yönetim anlayışlarından uzak bir Kemalistti. Dr. İhsan Ali’ye göre bu tür otoriter yaklaşımların demokrasiyle bağdaşmadığı açıktı. Türkiye’de Kemalizm üzerine çok sayıda tartışma bulunmakla birlikte, 1960 darbesine katılan bazı grupların kendilerini “Sol-Kemalist” olarak tanımladıkları ve bu yönüyle Dr. İhsan Ali’nin düşüncelerinin onlara oldukça yakın olduğu söylenmekteydi. Bu iddiayı kendisi de reddetmekteydi.

27 Mayıs 1960 Darbesi’nden önce de İhsan Ali ve arkadaşlarının, Menderes hükümetinin sempatizanlarıyla Kıbrıs’ta sert tartışmalar yaşadıkları bilinmektedir. Dr. İhsan Ali’nin eğiliminin, dogmatik olmayan, halkçı bir Sol-Kemalizm (bir anlamda sosyal demokrasi olarak da tanımlanabilir) olduğu açıktır. Çünkü o, adanın taksimini (bölünmesini) kesin bir dille reddederken, Kıbrıslı Rumlarla iş birliğini savunuyordu.

İSMET İNÖNÜ’YE GÖNDERDİĞİ MEKTUPTAN

6 Ağustos 1964 tarihli ve İsmet İnönü’ye gönderdiği mektubunda da, Menderes yanlılarına karşı nasıl bir duruş sergilediğini açıkça dile getirir:

“Evet Paşam, Menderes’in radyosu sürekli onun kahramanlığını över, sizi ise hainlikle suçlardı. Fakat zaman, kimin kahraman, kimin hain olduğunu ortaya koydu. Radyoda size edilen hakaretleri duydukça sinir krizi geçirdim; bu yüzden uzun yıllar boyunca ne ben ne ailem radyo dinledik. Şimdi ise aynı çürümüş dilin bana karşı da kullanıldığını işitmekten derin üzüntü duyuyorum.

Ne var ki, bu iğrenç yayınlara rağmen, iki toplumun geçmişte olduğu gibi barış içinde yaşayabileceğine olan inancımı dile getirmekten asla çekinmeyeceğim. Emin olunuz ki, Türkler, tarafsız ve bağımsız bir Kıbrıs’ta, sömürge yönetimi döneminden çok daha mutlu ve müreffeh olacaklardır.”

DR. İHSAN ALİ’NİN İDEOLOJİSİ

Dr. İhsan Ali’nin ideolojisi modern Türk milliyetçiliğinden doğmuştu; ancak zamanla yönünü Kıbrıslılığa (Cypriotism) çevirdi. 1950’lerde bu düşüncenin en güçlü savunucularından biri hâline geldi. Sol-Kemalist ilkelerden beslenen bir aydındı; anti-emperyalistti ve Avrupa Birliği üyeliğini destekliyordu — üstelik o yıllarda birçok siyasetçi Avrupa Topluluğu’nun varlığından bile habersizdi.

Ona göre, Kıbrıs’ın Avrupa’ya entegre olması, Kıbrıslılara demokratik değerler kazandıracak ve medeniyet seviyesini yükseltecekti. Günümüzde Türkiye’deki yeni Sol-Kemalistlerin çoğu AB üyeliğine karşı çıkmaktadır; oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, 1789 Fransız Devrimi’nin fikirlerini benimsediğini açıkça belirtmişti. Milliyetçiliğin kökeni Avrupa’dır; öyleyse neden Türk milliyetçileri Avrupa Birliği üyeliğine karşı olsundu?

Dr. İhsan Ali’nin bu konudaki tutumu, dünyadaki diğer kültürlerle uyum içinde yaşamak, iş birliği yapmak ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak........

© Yeni Düzen