menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Donald Trump: Tarih bir fars gibi tekerrür ettiğinde...”

6 1
14.02.2025

Dionisis DİONİSSİU/POLİTİS

(POLİTİS gazetesi başyazarı Dionisis Dionissiu, Donald Trump’ın politikalarını, Hitler’in politikalarıyla karşılaştırıyor... Değerli yazısını paylaşıyoruz... S.U.)

Hitler’in 1933’te iktidara gelmesinden sonra, siyasi ve özellikle de ekonomik nedenlerle Almanya için müttefikler ve geniş topraklar aradığı açıktı. Almanya 1936’da, ülkenin yasal demokratik hükümetini yenmek için faşist general Franco’yu desteklemek üzere İspanya İç Savaşı’na (1936-1939) katıldı. Aynı dönemde Mussolini ile Roma-Berlin Ekseni olarak bilinen bir ittifaka girdi. Ardından komünizmle mücadele ve faşizmi dünya çapında desteklemeyi amaçlayan anti-uluslararası Üçlü Pakt imzalandı. 1938’de Almanya, Avusturyalı faşistlerin hükümete baskı yapmasının ardından hiçbir direnişle karşılaşmadan Avusturya’yı ilhak etti. 15 Mart 1939’da Çekler, tepki veremeden Hitler’in birliklerinin Prag’a yürüyüşünü izlediler. Her halükarda Çekoslovakya’nın kaderi önceden belirlenmişti. 29-30 Eylül 1938’de İngiltere Başbakanı Chamberlain ve Fransız mevkidaşı Daladier, Hitler ve Mussolini ile İngiltere ve Fransa’nın Çekoslovakya’nın (Sudeten) Almanya tarafından ilhakını kabul ettiği Münih Anlaşmasını imzaladı. 1939 yılında Stalin ile yapılan bir anlaşmanın ardından (Molotov-Ribbentrop Paktı) Hitler Polonya’yı işgal etti.

2025’te Donald Trump, ABD hakimiyetindeki bölgeleri genişletmeye çalışıyor. İşe tehdit ve şantajla başladı. Ottawa’ya askeri koruma sağlamaya devam edecekse Kanada’nın ABD’ye dahil edilmesini istediğini, aksi takdirde ülkenin ürünlerine yüksek gümrük vergileri uygulayacağını, hatta ekonomisinin çökmesine neden olabileceğini söyledi. Danimarka’dan Grönland’ı satın almayı talep etti, Meksika Körfezi’ni Amerika Körfezi olarak yeniden adlandırmakla tehdit etti. Ayrıca Gazze’yi satın almak, yeniden inşasını üstlenmek ve lüks bir turizm destinasyonuna dönüştürmek istiyor. Avrupa’da, İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Georgia Meloni, Macaristan’ın aşırı muhafazakar Başbakanı Victor Orban ve Alman milliyetçi partisi ‘Almanya için Alternatif’ (Alternative für Deutschland, AfD) liderleri, Fransa’da Marine Lepen, İspanya’da Vox, ve İngiltere’de Farage gibi çeşitli fanatik müttefik ve destekçileri var. Ayrıca kendisini Putin ve Erdoğan’ın dostu olarak ilan etti.

HOMOFOBİKLER...

Trump, Meloni, Orban, Slovakya’nın sağcı Başbakanı Robert Fico, Almanlar, İspanyol ve Fransız aşırı sağı arasında bu kadar sıkı bağlar yaratan şey nedir? Hepsi ulusal egemenlikten bahsediyor ve Ulusun kimliğine odaklanıyor. Hepsi dini inançlarını ve Tanrı’ya bağlılıklarını ifade ediyor. Pek çoğu homofobik. Anormal ve günahkar olarak gördükleri eşcinsel kimliği teşvik eden uluslararası bir gündemin var olduğuna inanıyorlar. Donald Trump sadece erkekler ve kadınların varolduğuna, ve bunların ara kesitinde hiçbir şey olmadığına inandığını açıkça ifade etmektedir. Meloni eşcinsel evliliğe ve eşcinsel çiftlerin çocuk evlat edinmesine açıkça karşı çıkıyor. Victor Orban da geleneksel aile değerlerini desteklerken aynı mantığı izliyor ve eşcinsel çiftleri kınıyor.

Adolf Hitler ve Nazi rejimi, Aryan ırkının ‘saflığı’ için bir tehdit oluşturduklarına inandıkları eşcinsellere karşı oldukça negatif bir tavır almıştır. Eşcinseller, özellikle de erkekler, sıklıkla zulüm görmüş ve toplama kamplarına hapsedilmiş, burada ciddi şekilde istismar edilmiş ve öldürülmüşlerdir. Nazi ideolojisi, geleneksel aile fikrini ve daha fazla Aryan çocuğun doğmasını destekliyordu, ve eşcinsel ilişkilerin bu amaca ters düştüğü görüşündeydi.

YABANCI DÜŞMANLIĞI...

Hitler ve Nazi rejimi Almanya’daki Yahudileri yabancı olarak görüyor ve dönemin birçok sosyal, ekonomik ve siyasi krizinden onları sorumlu tutuyordu. Örneğin, Yahudiler Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da yaşanan ekonomik krizin sorumlusu olarak görülmüş, bankaları ve maliyeyi himaye etmekle suçlanmışlardır. Naziler, Yahudileri İsa’yı çarmıha germekle, komünizm ve diğer ‘tehlikeli fikirleri’ yaymakla suçlayarak onları kötü ve ahlaksız olarak nitelemiştir. Yahudiler, Aryan ırkın ‘saflığına’ karşı ırksal bir tehdit olarak görülüyordu, ve Naziler ırkçılık ile Aryan ırkın üstünlüğü fikrini destekliyordu. Ayrıca kirli ve sefil olarak adlandırdıkları çingenelerle de sorunları vardı. Yahudiler gibi Çingeneler de Nazi rejiminin kurbanlarıydı, ve İkinci Dünya Savaşı sırasında sistematik olarak zulüm görüp muazzam sayıda öldürüldüler; binlerce kişi yerinden edildi ve toplama kamplarında öldürüldü.

Trump iktidara geldikten sonra göç konusunda olağanüstü hal ilan etti ve Meksika’dan gelen göç dalgasını durdurmak için sınıra asker gönderdi. Ayrıca Amerika’ya izinsiz giren tüm göçmenleri suçlu olarak adlandırdı. Bazılarının yabancı çetelere mensup olduğunu ve uyuşturucu sattığını, ya da Amerikan topraklarında faaliyet gösteren yabancı terör örgütlerinin parçası olduğunu söyledi. Ona göre, ABD’de doğmuş olsalar bile çocukları da dahil olmak üzere hepsi tutuklanmalı ve sınır dışı edilmelidir.

ADALETSİZLİK DUYGUSU...

Hitler,........

© Yeni Düzen