menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Bu bayrağın dizaynı insancıldır…”

7 1
20.08.2025

“İsmet Güney, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının dizayn ederken buna yüklemiş olduğu anlamları da aktarırdı: Beyaz zemin saflık ve dürüstlüğü simgeliyordu, Kıbrıs haritasının sarımsı turuncu rengi, bakırın renginden geliyordu – Kipros-Kıbrıs adı da bakırdan gelmekteydi… İki zeytin dalı ise toplumlarımız arasında barışı simgeliyordu…”

Ressam Nilgün Güney, 3 Ekim 2020 tarihinde HARAVGİ gazetesinin sorularını yanıtlayarak Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını çizen babası İsmet Güney’in hayatını ve kendi düşüncelerini anlatmış, bayrağın dizaynının insancıl olduğuna dikkati çekmişti… Bu röportajı biz de bu sayfalarda yayımlamıştık. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 65nci kuruluş yıldönümü olan 16 Ağustos’ta Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı sosyal medyada hem Kıbrıslırumlar, hem de Kıbrıslıtürkler tarafından yeniden tartışılırken, biz de çevirmiş olduğumuz bu değerli röportajı yeniden paylaşmak istiyoruz. 5 Ekim 2020 tarihinde bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“Ressam Nilgün Güney, HARAVGİ gazetesinin sorularını yanıtlayarak Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını çizen babası İsmet Güney’in hayatını ve kendi düşüncelerini anlattı, barış mesajı verdi. Nilgün Güney, “Düşmanımız öteki taraf değildir, böyle düşünmemizi sağlayan farkı çevrelerdir” diye konuştu.

Nilgün Güney’in 3 Ekim 2020 tarihli HARAVGİ gazetesinde yayımlanan röportajını biz de okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik… Nilgün Güney, HARAVGİ’deki röportajında özetle şunları anlattı:

*** İsmet Vehit Güney 1923 yılında Leymosun’da dünyaya gelmişti. Bir sanatçı, bir ressamdı. İlk kişisel resim sergisini 1946 yılında Leymosun’daki British Institute’da (Britanya Enstitüsü) açmıştı. Bu tarih 1947 de olabilir, bu konuyu hala araştırmaktayım ki kesin tarihi bulabileyim. Yakın tarihimizde bir Kıbrıslıtürk ressamın açtığı ilk resim sergisiydi bu…

*** Kendisi çok insancıldı, hayvanları ve doğayı da çok severdi. Açık fikirliydi ve her zaman yeni şeyler öğrenmek isterdi. Çok okurdu. Kendi kendini yetiştirmiş bir ressamdı. Sanatla ilgili yeni şeyler öğrenmek üzere her zaman yeni yöntemler arardı…

*** İkinci Dünya Savaşı esnasında Britanya ordusunda Kıbrıs birliğindeyken Filistin’e gitmiş ve burada bir Britanya kolejinde sanat dersleri almıştı. Askerden çıktıktan sonra Türkiye’nin ünlü ressamı İbrahim Çallı’ya bir mektup yazarak, stüdyosunda öğrenci olmak istediğini bildirdi. Böylece ünlü ressam İbrahim Çallı onu İstanbul’a davet etti. İsmet Güney, Çallı’yla birlikte dört yıl boyunca çalıştı. Ve sonrasında da sanat, sanat tarihi ve bazı ünlü ressamların tekniklerini öğrenmeyi sürdürdü. Romantizm, Klasisizm ve Empresyonizm’den etkilenmiş fakat kendi tekniğini geliştirmişti. Türk Lisesi’nde resim öğretmeni oldu ve burada sanat, sanat tarihi ve fotoğrafçılık dersleri vermeye başladı.

*** Emekli olduktan sonra reklamcılık ve renk ayırımı işine girişti ki bunları da kendi başına öğrenmişti. Bir ilkokul öğretmeni olan Tomris Hanım’la evlendi… İki kızları oldu…

*** İsmet Güney’in her zaman evinde beslediği bir evcil hayvanı olmuştu, çoğunlukla köpeği vardı fakat kedileri de severdi… Kıbrıs’tan manzaralar çizmekteydi, natürmort ve çıplak resimleri çiziyordu. Tüm hayatı boyunca resim yaptı… 84 yaşında vefat ettiğinde, sehpasının üzerinde hala bir tuvali vardı…

*** Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağına gelecek olursak, bu yarışmayı kazanmış olduğu dönemi pek fazla hatırlamıyorum, kafamda bazı imajlar var ancak çok net olarak bunları hatırlamıyorum. Fakat şundan eminim ki mutlu olmuştu… Bu dönemden tek bir çizim var elimde. 1963 yılında iki toplumlu çatışmalar çıktığında, Lefkoşa’da Çağlayan bölgesindeki evimizden kaçmak zorunda kalmıştık ve iki sene boyunca evimize dönememiştik. İki sene sonra evimize döndüğümüz zaman herşeyin çalınmış ve kırılıp dökülmüş olduğunu görmüştük. O nedenle bu yarışmayla ilgili elimde materyal yok, tek bir çizim vardır…

*** Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını çizmesiyle ilgili daha sonra verdiği röportajlarda bu yarışmayı kazanmaktan çok mutlu olduğunu söylemişti. Birisi çalışmalarını beğendiği zaman çok mutlu olurdu. Elbette çizmiş olduğu bir bayrağın bir ülke tarafından kullanılacak olması, onu daha da mutlu etmişti. Hatta Cumhurbaşkanı Makarios’un kendisini kutlamak üzere saraya davet ettiğinde nasıl şakalaştıklarını da anlatmaktaydı babam. Makarios bir şaka yaparak “Bu Kıbrıs haritasında bir şey eksiktir. İki noktacık koymalıydın. Bunlardan biri senin doğum yerin olan Leymosun, diğeri de benim doğum yerim olan Baf olmalıydı” demiş ve gülüşmüşlerdi.

*** Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının dizayn ederken buna yüklemiş olduğu anlamları da aktarırdı: Beyaz zemin saflık ve dürüstlüğü simgeliyordu, Kıbrıs haritasının sarımsı turuncu rengi, bakırın renginden geliyordu – Kipros-Kıbrıs adı da bakırdan gelmekteydi… İki zeytin dalı ise toplumlarımız arasında barışı simgeliyordu…

*** Bayrağı dizayn ettikten sonra üç tane pul ve Kıbrıs banknotlarının bazılarını da dizayn etmişti… Ve devletin simgesini de o çizmişti.

*** Bu güzel adada bir ressam olarak yaşamak istiyordu… Tarlalara gidiyordu, köpeğini de alıp deniz kıyısına gidiyordu ve empresyonistler gibi resimler yapıyordu… Romantik dönemden etkilenmişti ve devasa ağaçların, çobanlar ve sürülerinin, denizdeki dalgaların, masadaki meyvaların resimlerini yapmayı da severdi… Kıbrıs’taki çatışmalardan mutlu değildi… Ancak hepimiz gibi onun da belli bir tarafı seçmesi gerekti…

*** Elbette ben de ressam olmayı seçerken, babamdan etkilenmiştim. Küçük bir çocukken o resim yaparken, onu izlerdim. Onun sanat kitaplarını karıştırmayı severdim… Stüdyosu evde bir odaydı ve bu stüdyonun kokusunu severdim… Stüdyoda bulunan farklı materyalleri severdim, fırçaları, boya tüplerini, her şeyi… Liseden mezun olduğumda sanattan başka herhangi bir şey okumayı........

© Yeni Düzen