Yoklaşma
Ne hale getirdiğimizin farkında mıyız memleketi?
Kalkınmayı inşaatlarda görerek, betona boğduk, basacak toprak bırakmadık adada, yeşili hunharca katlettik.
Bir zamanlar övünçle anılan “Yeşil Ada” artık sadece yaşlıların dilinde kalan nostaljik bir anıdan ibaret.
Kamran Aziz’in ezgilerinde yeşeren o doğa şimdi betonun soğukluğunda boğuluyor.
İnşaatı kalkınma zanneden zihniyet, memleketi nefes alamaz hâle getirdi.
Yazık halimize… Çok yazık!
***
Her bir yanımız beton, çirkin… Pisliği de cabası.
Betonlaşmayla beraber, ne sahillerimiz kaldı, ne denizlerimiz.
Tüm silüeti değişen kıyılarımızdaki çarpık ve düzensiz yapılaşmayla atık sular ve lağımlar denizlerimize boşalırken, girecek bir temiz denizi bile kalmayan Kıbrıslı, üç tarafı deniz olmasına rağmen ahlar ve vahlarla Güney’in yolunu tutuyor.
Ses de çıkarmıyor… Tepki göstermiyor…
Sadece doğayı değil, ruhumuzu da tükettik.
İnşaatları kalkınma olarak gören tuhaf bir zihniyetin eseridir bu iğrenç manzara.
***
Nereye baksak çarpıp çarpık binalara çarpıyor gözlerimiz, nereye baksak bir talan.
Bugün başını sokacak bir oda bulamayan, kiraya yetişemeyen insanlar, her gün yükselen inşaatları izliyor. İçleri öfkeyle dolu!
Ben sorayım, varın siz cevaplayın:
Bu kadar bina yapılırken neden hâlâ ev sahibi olamıyor insanlar?
Bu kadar “proje” varken neden hâlâ gençler, ailesinin yanında kalmak zorunda kalıyor?
Bu kadar daire varsa, kiralar neden bu kadar yüksek?
Cevaplar çok........
© Yeni Düzen
