Neden Erhürman?
Aynı başlıkla daha önce de yazmışlığım vardır, daha da yazacağım...
-*-*-
Uzun zaman önceydi...
Kıbrıs Tv’deydim...
Program konuğum eski başbakanlardan biriydi...
-*-*-
Bu ülkenin gelmiş geçmiş en dürüst bürokrat ve siyasilerinin en başlarında gelenlerden biri...
-*-*-
Çok saf, gayet naim ve kendinden emin bir şekilde, “... Serhat bey, ben askerle çok iyi geçindim; başbakanken komutanlar her çağırdığında gittim, onları dinledim” anlamına gelen bir söz söylemişti!
-*-*-
Komutana – komutanlara – askeriyeye – sancaktarlara – bayraktara saygı ve itaat ve de biat Kıbrıs Türk toplumunun 1957 – 58 sonrasında gelişen – 2000’lere gelinceye kadar da devam eden önemli bir kültürüydü...
-*-*-
Ve asker tabii ki bahsettiğim dönemde, sadece KKTC’de ya da Kıbrıs Türk toplumu içerisinde değil, Türkiye’de de “hiyerarşinin zirvesindeydi...”
-*-*-
Demokrasilerde “seçilmemiş” kim isterse olsun, hiyerarşide yeri olmaz...
Asker, askerlik görevini yapar, devleti seçilmişler yönetir!
-*-*-
Haaa özellikle Türkiye’nin pek de uzak olmayan geçmişinde, askerler, “seçilmişler yönetemiyor” diyerek, en az üç kez yönetime el koymuşlardır...
-*-*-
Askerin siyasetten uzaklaştırılması, Ak Parti – Tayyip Erdoğan döneminin güçlenmesi ile başlayan bir süreçtir...
2003’ten itibaren diyebiliriz...
-*-*-
Ama kültür bizim içimize işlemiş durumda...
Nasıl mı?
Anlatalım...
-*-*-
Yavuz Çıkarma Plajı, bir süreden beri özel bir şirketin kirasında...
Belediye istediydi, Vakıflar “bizimdir” dediydi derken; çok gücük bir grup aşırı faşist, Başbakan Ünal Üstel’e, ağza alınmayacak küfür ve aşağılamalarla saldırdı!
“Başbakan yalan söylüyor” dendi...
-*-*-
Devreye Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, Başbakan’ın siyasi ortağı Erhan Arıklı girdi...
“Başbakan ile ilgili yazılanlar doğru değil, bu plajın işletmesi özel şirkete kalmayacak, Vakıflar’a ait olacak, askerimiz de oraya bir müze açacak”........
© Yeni Düzen
