Bizi bekleyen en önemli çıkmaz!
Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de tam üye olduğu bir birlik…
O hata yaptıydı, bu yanlış yaptıydı, öyle olmalıydı, yok hayır böyle sonlanmalıydı tartışmaları yersiz!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti, şu anda AB’nin tam üyesi ve Almanya kadar, Fransa kadar, İtalya kadar “oy hakkı” sahibi!
-*-*-
Kıbrıs Haber Ajansı’nın bir haberine göre, şu anda AB Dönem Başkanlığı’nı yürüten Danimarka’nın bir yetkilisi, BM’deki bir toplantıda, Türkiye’nin temsilcisi ile “kavga” etmiş!
-*-*-
“Kavga” derken bir birilerine yumruk vuracak halleri yok!
Ama malum kavga; AB, “Kıbrıs’ın Kuzey kesimi yaşa dışıdır” diyor; Türkiye’nin temsilcisi veya büyükelçisi ise “Kıbrıs Rum tarafını adanın tek sahibi olarak görenler bu tutumdan vazgeçmelidir; herkesi gerçeklere odaklanmaya çağırıyoruz” diyor…
-*-*-
Oylama falan yapılıyor…
AB kanadı, Bakü Deklarasyonu’ndaki bazı ifadelerin kınanmasını – reddedilmesini savunuyor…
Çünkü bu deklarasyonda, “KKTC’ye ayrıcalıklı davranılıyor”; “statüsü yükseltiliyor” falan ve filan…
-*-*-
Kavga – kavgalar devam edecek…
AB, gerekirse, bu örnekte olduğu gibi, BM’ye bile müdahale edecek ve Bakü Deklarasyonu gibi uluslararası sözleşmelerin; Kıbrıs’la ilgili Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararlarıyla tutarlı olmadığına, uluslararası hukuka ve BM Şartı’na aykırı olduğuna parmak basmayı sürdürecek…
-*-*-
Önemli olan ilişkilerin kopmaması!
AB – Türkiye ilişkilerinden söz ediyorum…
-*-*-
Çünkü AB ile Türkiye ilişkileri tamamen koparsa, bu kopuşun sonucu Kıbrıs’ın iki tarafı için de pek hayırlı olmayacak!
-*-*-
Bunu........
© Yeni Düzen
