menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mağduriyetin kuyusunda

10 1
monday

Kıbrıslı Türkler, siyasi eşit bir toplum olarak kendi kendilerini yönetmek istiyor.
Bu net!

Ama bir şey daha istiyorlar:
Dünyada kabul görmek ve adanın bütününde söz sahibi olmak.

Kimse, “Kıbrıs Cumhuriyeti”ndeki haklarından vazgeçmiyor.
Avrupa Birliği üyeliğinden örneğin…
Hatta…
Bu toprakları yurt edinen ama o hakka sahip olmayanlar bile önce AB üyeliğini istiyor.

***
İşte bu yüzden “ayrı ayrı” diyenlerin çıkmazı buradadır.
Nereden ayrılıyoruz?
Neyi terk ediyoruz?
Kıbrıs ülkesinde sahip olabileceğimiz tüm hakları mı?

Kendininin ve evlatlarının ve torunlarının cebinde Avrupa Birliği kimliğiyle gezenler, buna sahip olmayan insanları, "ayrı devlet" masallarıyla avutuyor, kendi yakınlarına avanta dağıtıyorlar.

Sahi şimdiki zihniyetle “mülkiyet” ne olacak?
Hep tedirgin, huzursuz, diken üstünde mi yaşayacağız?

Hep bu “sıkışmışlık” duygusuyla mı?

***
Bir hatırlatma…
Yıl 1997.

Rauf Denktaş, iki toplumlu, iki bölgeli federasyon tezinden vazgeçti; iki devletlilik temelinde konfederasyonu “yeni” Kıbrıs politikası olarak dünyaya ilan etti.

İki egemen devlet arasında sınırlı işbirliği önerdi.
Görüşmelerin “devletten devlete” yapılmasını istedi.

Hani şimdi “ilk biz önerdik” diyorlar........

© Yeni Düzen