Kimine mucize, kimine ölüm
Bir yanda hekimlerimizin yeteneklerini, başarılarını, operasyon kabiliyetlerini, insan hayatına yeniden anlam kazandıran ustalıklarını görüyor, gururlanıyoruz.
Öte yanda acile başvuran, tanı konulamayan, ihmal ya da sistemsizlik yüzünden canını yitiren çocuklarımıza, gençlerimize kahroluyoruz.
Üstelik başarı hikâyeleri uzun uzun anlatılırken ve kahramanı çok olurken; kaybettiğimiz insanların ardından bir sessizlik kaplıyor her yanı…
Kimse bedel ödemiyor, hiçbir kapsamlı açıklama yapılmıyor, süreçler anlatılmıyor.
***
Öğle saatlerinde sevgili Ahmet Akarsu’nun cenazesindeydim; o dünya iyisi, özel yetenek, o güzel insan…
“Hepimiz buradayız ama sen yoksun Ahmet,” dedim içimden.
O mahcup sesi yankılandı kulaklarımda; çaldığı her enstrüman, her melodiyle birlikte.
“Evinde ölü bulundu” demişlerdi…
Cenazede öğrendim; öğretmen dostlarıyla o akşam saat 11’e kadar harika zaman geçirmiş. Gece 02.00 gibi göğsünde ağrı, yanma hissetmiş. Çok da bilinçliydi; ambulans çağırmışlar.
Hastaneye gitmiş, tetkikler yapılmış, sonra eve gönderilmiş.
Ölmüş!
Nasıl olur, inanamıyorum…
En azından sabahı bekleseler, hekimlerin tamamı mesaiye gelse, yeniden kontrol edilse, değerlendirilse…
Belki hâlâ aramızda........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein