Evimizin içine karışma
Dünyanın ve Türkiye’nin gözü yeniden Kıbrıs’a çevrildi. Son kırk sekiz saattir haber kanallarında, tartışma programlarında hep Kıbrıs konuşuluyor.
Beş yıl aradan sonra!
Bu bile başlı başına anlamlı.
Yeniden gündeme geldik.
Hem de Kıbrıslı Türklerin — ya da “KKTC seçmeninin” — iradesi üzerinden… Casino şarkıcılarıyla ya da mafya hesaplaşmalarıyla değil, siyasetle!
Ama şu da var.
Kıbrıs’ı konuşan Türkiye medyasının Kıbrıs konusundaki cehaleti akıl almaz boyutlarda.
Ne tarih bilgisi var, ne hukuk kavrayışı…
Ne de adanın gerçeklerine dair en ufak bir sezgi.
Bilgi yok, bağlam yok; tarih, siyaset, değerler bütünü yok.
Ortada yalnızca sömürgeci bir üst dil, buyurgan ve tehditkar bir ton var.
Güya seçim sonucunu yorumluyorlar ama o sonucun en derin nedeni, tam da kendilerinin inşa ettiği bu zihniyet.
Bir zamanlar Kıbrıs siyasetini bilen, diplomasinin damarını hisseden, belleği güçlü gazeteciler vardı; birer birer silindiler Türkiye medyasından.
Basın özgürlüğünün eridiği, eleştirinin susturulduğu bir düzende; geriye çoğunlukla yüzeysel konuşan ekran simaları kaldı.
Elbette adayı yakından tanıyan birkaç meslektaşı ayrı tutuyorum.
***
Yine de araya kimi doğru saptamalar karışıyor.
Kıbrıslı Türklerin irade gösterisi, Türkiye’deki farklı sesleri de cesaretlendirdi.
“Ada’ya yatırım........© Yeni Düzen





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d