Bu kadar değil
Hani yaşanmış bir olaydan söz eder, ardından da “anlatacaklarım bu kadar” dersiniz.
Bir özet olur o cümle.
Kısa, net, yakıcı.
Ayna tutulur memlekete.
Uzatmaya gerek kalmaz.
Oysa yaşadığımız topraklarda “bu kadar”lar bitmiyor.
Anlatıyoruz ama yetmiyor.
“Daha ne kadar” diyoruz, sonu gelmiyor.
Bizi bitiriyoruz neredeyse…
***
Turist vizesiyle gelen birinin evinden kalaşnikof tüfek çıkıyor.
Turist diyorum…
Hem kalaşnikof!
“Anlatacaklarım bu kadar” desem, anlarsınız halimizi…
Bu kadar değil.
Bir başkası, alkollü.
Misafir olarak kaldığı apartmanda, duvar tırmanıyor, bir başka dairenin tuvalet penceresinden içeri giriyor.
Yumrukluyor ev sahibini, yakalanıyor.
Polis, “ülkedeki statüsünü araştırmak için” mahkemeden üç gün süre istiyor.
Statüsü?
***
Bir bayram geçirdik, kabus gibi…
Hani neredeyse kaçan kurtuldu, yollar can pazarı…
7........
© Yeni Düzen
