Bir “hazımsız” veda ve “Hoşgeldiniz evinize…”
Takım elbiselerimi dolaptan çıkardım.
Epey kırışmıştı.
Ne zaman buluşmuştuk en son, hatırlamıyorum.
Ama “kod” verilmişti: Koyu renk takım elbise!
***
İlk kez gittim “Külliye”ye…
Şimdi kendimi inkâr edecek değilim; yeni lider bu toplumun iradesini ve umudunu temsil ediyor diye, binanın dayatma olduğunu belleğimden çıkarmıyorum.
Daha yakından gördüm; fikrim daha da pekişti.
Ne bu ülkenin mimarisini yansıtıyor, ne de sıcaklığını…
Ama yapılmış bir kere.
Pek tabii kullanılacak.
***
Cumhurbaşkanlığı’nda duygusal bir gündü.
Törenin ritüeli de dramatik.
Kapıya kadar uğurluyorsunuz eskisini…
Gidiyor ve resepsiyonda olmuyor.
Vedalaşırken güç de, unvan da çözülür omuzlarından.
Hani derler ya, “Sultan Süleyman’a kalmamış” diye…
Makam gelip geçici.
Önemli olan, geriye ne bıraktığınız.
Doğrusu, Ersin Tatar’dan geriye tam bir tahribat kaldı.
Anlamsızlık, tutarsızlık, zaman kaybı…
***
Uzun uzun konuştu Ersin Bey…
Her üç seçmenden ikisinin onaylamadığı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein