Rüyadan Gerçeğe…
Seyahat etmek birçok insan gibi benim de tutkum…
Dahası bana göre hayatı daha yaşanır kılan temel motivasyonlardan biri…
Çocuklarla seyahat etmek de doğduklarından beri rutinimiz. Özellikle küçük yaşlarda, “nasılsa hatırlamayacak, anlamayacak” gibi bütün olumsuz görüşlere inat çıplak gözle hemen fark edilecek gelişimsel avantajlarını yaşamış ebeveynler olarak, çocuklar için farklı ülkelere seyahat etmenin çok önemli olduğunu ve paha biçilmez deneyimler yarattığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Tabii ki, çocukla seyahat etmek zor, oldukça da yorucu. Ancak her şeye rağmen bizim vazgeçilmezimiz.
Yılda en az bir kez yapmaya çalıştığımız bu tatiller, onların sadece eğlenmeleri için değil aynı zamanda öğrenmeleri için de öncesinde üzerinde çalıştığımız projeler gibi.
Ben yalnız ya da ailece gidilecek her seyahat öncesinde, daha önce defalarca gitsem de ilk kez görecek olsam da araştırmayı, detaylı planlar yapmayı severim.
Bundan gerçekten keyif alırım.
O ülkenin kültürel, tarihi özellikleri, ilginç yanları, görülmesi gereken mekanları üzerinde ince ince düşünürken o kenti yaşamak ayrıca keyifli benim için.
Bu yıl yolumuz İsveç’in başkenti Stockholm’e düştü. Bu, çocuklarla gittiğimiz 4. İskandinav kenti.
Hepsinin ortak özelliği gelecek kuşaklara neredeyse doğmadan yatırım yapmaları.
Hemen hemen bütün müzelerde çocuklar için tasarlanmış interaktif öğrenme bölümleri olduğu gibi, hemen hepsine giriş ya indirimli ya da ücretsiz.
Birçok çocuk müzesi de mevcut…
Arlanda Havaalanı’nda ücretsiz olarak kullanabileceğiniz bebek arabaları var. Yere çizilmiş oyunlar çocukların alanda beklerken eğlenebilmelerini sağlıyor. Neredeyse maliyetsiz, son derece basit ancak ince düşünülmüş saygı uyandıran detaylar.
İlk anda kulağa sıkıcı gibi gelse de çocukların müzelerde öğrendikleri, sonrasında hatırladıkları beni gerçekten etkiliyor.
Özellikle müze görevlilerinin yanına gidip, merak ettiklerini bağımsız şekilde sormalarını izlemeye bayılıyorum.
Genellikle buralarda gördüğüm ve ırkı farketmeksizin bütün çocukların hiçbir yönlendirme olmadan, temel toplum kurallarına uymaları, örneğin bir akivite ne kadar heyecana verici olursa olsun, sabırla sırasını beklemesi, yolu üzerinde bir başkası fotoğraf çekilirken kenarda beklemesi, aslında saygı ve görgünün öğrenilen bir etik değer ve sosyal beceri olduğunu deneysel olarak da hatırlatıyor.
Bu gezimizde de Nobel müzesi, Teknoloji ve Bilim Müzesi yanında, dünyanın en eski açık hava müzesi olarak kabul edilen Skansen ve dünyanın önde gelen çocuk kitabı yazarlarından Astrid Lindgren’in ölmeden önce yarattığı Junikbacken müzesinde hikaye kahramanlarıyla hikayelerin içinde dolaştık.
Stockholm masal şehirlerden biri.
Ortaçağdan bu yana Avrupa’nın en iyi korunan kentlerinin başında geliyor. Kentin 0’u su, 0’u yeşil alan @’ı da yerleşim…
Toplam 14 adadan oluşan şehir, 57 köprüyle birbirine bağlanıyor, bu yüzden de Kuzey’in........
© Yeni Düzen
