menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ouroboros’un Sessizliği: Geçit Yok!

4 1
13.04.2025

Bazen mitolojideki semboller, bir toplumun ruh halini anlatmak için kelimelerden daha fazlasını söyler. Ouroboros — kendi kuyruğunu ısıran yılan — bu coğrafyada yaşadığımız kısır döngülerin, kendi içine kapanan bir sistemin ve giderek derinleşen bir toplumsal tükenmişliğin sembolü gibi geliyor bana.

Kıbrıs’ın kuzeyinde son dönemde yaşadıklarımıza baktığımda, bu sembol canlanıyor gözümde:

Ekonomik krizle boğuşan, siyaseten müdahaleye açık, ifade özgürlüğü daraltılırken trollerce nefret söylemi pompalanan, gençliği göçe zorlanan, çocukları siyasi nesnelere dönüştüren, dindar – dinsiz ikiliği körüklenen, sosyal adaleti örselenen bir yapı... Ve tüm bu gerçeklerin üstü, sanki derin bir bilinmezlik perdesiyle örtülüyor.

Bu bilinmezlik, aynı zamanda iradenin bizde olmadığı algısını yaygınlaştırarak, toplumun olan biteni kabullenmesine zemin yaratıyor. ‘Hepsi aynıdır, kim gelirse gelsin bu düzeni değiştiremez’ inancıyla, toplum kendine olan güvenini kaybediyor, zorbanın hanesine puan yazılıyor.

***

Öğretmen sendikaları başta olmak üzere, bilimsel eğitim ve anayasal haklar için sokaklara taşan toplum mücadelesi bastırıldığında, bir gazetecinin kalemi hedef gösterildiğinde, bir yurttaş yoksulluğun pençesinde yalnız bırakıldığında... Sessizliğin, bir tercihe dönüşeceği, bir noktadan sonra kayıtsızlığın hüküm süreceği varsayılıyor.

Bu süreç ‘silahsız’ bir savaş gibi ilerliyor. Yüksek Mahkeme binasının açılışında olduğu gibi, bizi çok keskin dönemeçler bekliyor. Eğer bu döngünün içinde birbirimizden koparılır,........

© Yeni Düzen