Tefekkür Kalesi
Denemelerden oluşan Tefekkür Kalesi eserimiz, “Duruş” yayınlarında okuyuculara ulaştı. Tefekkür Kalesi, İslam Düşüncesi ekseninde yazılarımızdan oluşuyor. Toplumlar kendi tarihlerini ve geleceklerini kendileri belirler. Asırlar boyu dünya insanlığına yol göstermiş bir medeniyetin mensubiyeti ile; yeniden kıyam etmek, yeniden geleceğe söz söylemek ve yeniden vahyi merkeze alarak İslam olmak, ümmet olmak mecburiyetimiz vardır. Kuşkusuz bizler İslamcı değiliz “Müslümanız”. Daha önceki eserlerimiz gibi bu eserimizin de ahiret azığı olmasını rabbimden niyaz ederim.
Vahyin ışığında İslam tefekkürü üzerine yolculuk yapma denemelerinden oluşuyor bu kitabımız. Bu bizim asli vazifelerimizden biridir. Tefekkür faslı, ibadette en kıymetli bölüm olarak karşımıza çıkıyor. Düşünmez misiniz? Akletmez misiniz? Görmez misiniz? Ne zaman idrak edeceksiniz? Yedi kat göğü ve yedi kat yeri ve arasındakilerin hareketliliklerinden ibret alıp tefekkür etmeyecek misiniz? Görmemizi, idrak etmemizi, bilmemizi ve bütün bunlar üzerinden varlık sahibimize doğru yol almamız bizlerden isteniyor. Âlemlerin keşfine doğru yolculuğumuz önerilirken geçmiş kavimlerin düştükleri yanlışlara kusurlara, yaptıkları taşkınlıklara düşmememiz gerektiği sıklıkla hatırlatılıyor.
Kur’an Kerim, bizleri sık sık düşünmeye çağırıyor. Tefekkür meselesi direkt olarak on sekiz yerde bahsedilirken, akletme on üç yerde, tefekkür etmeye davet ise dört yerde zikrediliyor. Geçmiş kavimlerin yaşadıklarından, davranışlarından vahye uymadıklarından, peygamberlerini yalanladıklarından dolayı uğradıkları en az yetmiş beş yerde hatırlatılarak dikkat edilmesi söyleniyor. Hatırlatma ve öğüt alma bahsinde ise iki yüzün üzerindeki ayetlerle karşılaşıyoruz. Buna sebeptir ki tefekkür bahsi üzerinde yoğunlaşmak, üzerimize en büyük vecibelerdendir. Unutulmamalıdır ki “bir saatlik tefekkürün yetmiş yıllık nafile ibadetten daha faziletli olduğunu” Rasulullah Efendimiz (sav) haber veriyor.
Aslında bütün bu hatırlatmalar, tamamen ruhlar âlemindeki sözle bağlantılıdır. Orada verdiğimiz sözü burada hatırlamamız istenmekte ve verdiğimiz söz üzere yaşamamız bizden talep edilmektedir. Asli Vatan, ebedi yurt dediğimiz ahiret âlemidir. Kitapta konu ettiğimiz birkaç başlıktan da bahsetmiş olalım: “Sabır, Sadakat, Vatan, Oruç ve Savaş, Usul Meselesi, Tefekkür, Kurban, Hicret, kendini Bilme, Kültür ve Medeniyet, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’in hayatına, gençliğe verdiği........© Yeni Birlik
