menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rusya’nın yeni nükleer prensipleri: Caydırıcılık ve kullanım eşiğinin düşmesi

10 0
25.11.2024

Bu doktrinle beraber nükleer silahlı bir büyük gücün nükleer silah eşiğini nasıl ciddi bir şekilde düşürebildiğini, bunu doktrin olarak kayda geçirdiğini, açıkça ilan ettiğini, kendisinin ciddiye alınması gerektiği ile ilgili uyarıyı nasıl uluslararası topluma verebildiğini de gördük. Batı’daki düşünce kuruluşları, “ya işte bildiğimiz Rusya, Doğu cephesinde değişen bir şey yok” söylemini kullanmaya devam ediyorlar. Zaten, işleri bu raddeye getiren, Rusya’nın nükleer silah kullanma eşiğini bu kadar açık ve düşük hale getirmesinin önünü açan bu “Rusya’yı kaybetmeye/kayıpta pazarlığa zorlayabiliriz” havası. Batı düşünce kuruluşları ve başta ABD olmak üzere G7 ülke yönetimleri “nükleer caydırıcılığı” yeterince ciddiye almıyor görünüyorlar, böylece de kendi söylediklerine kendilerini de inandırarak Batı’nın stratejik amaçları açısından çok da güzellikler içermeyen bir noktaya doğru gidiyoruz.

ATACMS kararına karşılık Rus adımları

Pimi Biden yönetiminin ATACMS kararı çekti. Böylece Rusya devlet başkanı Putin’e 25 Eylül’de ilk kez duyurduğu Rus Nükleer Doktrininde yapılacak revizyonu ilan etme, bunu bir misilleme olarak sunma şansı doğdu. Rusya ayrıca, nükleer doktrinini gerçekleştirebilecek kabiliyeti olduğunu ama hemen şimdi, kırmızı çizgi geçildiği ilk anda gerçekleştirme niyeti olmadığını göstermek için Ukrayna topraklarını, kendi egemen toprağına yönelik ATACMS saldırısına misilleme olarak Oreshnik füzesi ile vurdu. Kommersant’ta 22 Kasım tarihinde çıkan haber Putin’in askeri-savunma sanayi kompleksinin liderleriyle bir araya geldiğini ve Orenshnik denemesinden ne kadar memnuniyet duyduğunu aktarıyor. Putin, böylece Ukrayna’ya yaptığı misillemeyi içeride bir deneme (hipersonik, balistik füzelerle rakibin hava savunma sistemlerinin nasıl aşıldığını gösteren bir deneme) olarak nitelendirerek el yükseltmenin Rusya adına her biri stratejik amaç içeren basamakları olduğunu söylüyor. Sözü geçen toplantıda Putin, şöyle bir espri de yapmış: “modern dünyada diplomatların ve uzmanların çabaları giderek önemini kaybediyor, en nihayetinde kararı Oreshnik veriyor”, sonra da eklemiş “biz de Orenshik yapıyoruz”. Evet, nasıl manalı bir espri, nasıl manalı bir espri; hiç güleceğimiz yoktu doğrusu.

Moskova Ukrayna Savaşı’nın başından itibaren kanıtlamaya çalıştığı Ukrayna savaşının nükleer caydırıcılığın işlediği koşullar altında bir konvansiyonel savaş olduğu gerçeğini hızla kanıtlamaya doğru gidiyor. Batılı stratejistleri bu başarısızlık üzerine nasıl tebrik etmeli bilmiyoruz. Eğer tırmanma önümüzdeki iki ay içerisinde kırmızı çizgiyi geçmez ve Rus nükleer doktrini doğrultusunda bir eylem gerçekleşmek zorunda kalmazsa- yani Rus nükleer caydırıcılığı işlerse-, ve Trump, başına bir şey gelmeden Putin ile masaya oturursa (Kiev’i ikna etmek için ABD’nin elinde baskı araçları olduğunu biliyoruz) Ukrayna’nın bir kısmı artık Rusya’nın denetiminde olacak. Barış anlaşması tamamlanırsa Ukrayna’nın bölünmesi meşrulaşacak. Eğer, kırmızı çizgi o veya bu nedenle geçilir ve Rus nükleer caydırıcılığı 2020 dokümanında zikredildiği biçimiyle “kaçınılmaz olarak misillemenin gerçekleşmesi” bağlamında........

© Yeni Birlik


Get it on Google Play