menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Olağanüstülükler haftası ya da Sinvar’ın ölümünün ötesi

10 0
21.10.2024

Bilindiği üzere Sinvar, 7 Ekim saldırılarının ana planlayıcı olarak biliniyordu, direnişi uluslararası ya da bölgesel diplomasiye değil askeri çözümlere oturtmak gibi bir eğilimi vardı ve Hamas-İran ilişkisinin güçlü halkalarından birini temsil ediyordu. Haniye’nin öldürülmesi sonrasında Sinvar’ın – başka adaylar da mümkünken- Hamas’ın lideri olarak seçilmesi sahada direnişin süreceği yönünde bir mesajdı aynı zamanda. Üstelik sahne önünde İran, “maksimum sabır” politikasını sürdürme kararlılığında olduğunu açıklayıp dururken Sinvar’ın seçilmesi İran-Hamas bağının devam edeceğini, İran’ın direniş ekseni yatırımına inanmayı sürdürdüğü anlamına geliyordu. Tüm bunlar yüzünden, İsrail Hamas’ı ortadan kaldırma sözü verdiği için ve Gazze işgal altında olduğundan Sinvar’ın akıbetinin Hamas’ın diğer yönetici figürlerinden farklı olması beklenmiyordu. Sinvar ve Hamas’ın temsil ettikleri yüzünden, 7 Ekim Körfez’de pek çok rejimin de rahatını bozduğundan, arkadaki İran gölgesi yüzünden filan Arap dünyasının bir kısmında Sinvar’ın arkasından çok göz yaşı döküldüğü de söylenemez. Nasıl Nasrallah’ın öldürülmesi kimi Arap liderleri için bir soluk alma imkanı sağladı Sinvar’ın öldürülmesi de bölge yönetimlerinin bir kısmında aynı rahatlık hissini uyandırmıştır. Ama Sinvar’ın son görüntüleri izleyenler için ölüm ve sonun ötesinde hatta Sinvar’ın mücadelesindeki kimliğin ötesinde farklı şeyler düşündürdü. Öncelikle bir gerçeği hatırlattı, lider kadrolarını art arda kaybetseler de, operatif açıdan zarar görseler de, hatta milisler bir tespihin taneleri gibi başsız ortaya saçılsa da Hizbullah da Hamas da (bu arada Gazze’de direnişin parçası olan İslami Cihat gibi örgütler, direniş ortamında yeni bir varoluş alanı bulan küçük gruplar, büyük aileler vs. de) bitmedi.

Sonu gelmeyecek direniş

Direniş, kendi iç direniciyle Filistin mücadelesi üzerinden başsız kalmasının şokunu atlata atlata devam ediyor. Zaten bu nedenle rehineler sorunu İsrail için çözümsüz kalmayı sürdürüyor. Elbette, çözümsüzlüğün bir nedeni Netanyahu rejiminin ve İsrail aşırı sağının bu meseleyi öncelememesi, rehineleri kurtarmak için pazarlık yapma gibi bir niyetlerinin olmaması, bu tür pazarlıklara oturulsa da esas amacın rehineler değil zaman kazanma/oyalama olması. Fakat şu da unutulmamalı İsrail, Gazze’ye girse ve Hamas liderlerini tek tek öldürse dahi rehinelere ulaşmış, kurtarmış filan değil. Dolayısıyla Gazze meselesi sadece Hamas meselesi olmadığı gibi, Hamas/Hizbullah da sadece liderleriyle var olan aktörler değil. Bugün bu argümanı öne sürerken çok daha emin bir biçimde konuşuyoruz zira bu cumartesi Hizbullah Lübnan’dan Kayserya’ya dron göndererek Netanyahu’nun konutunu hedef almayı başardı. Kimin başta olduğu bilinmeyen- çünkü Nasrallah’tan sonra halefi ve muhtemel halefleri de öldürüldü- bir örgüt için çok güçlü bir mesaj. Bu mesajın Sinvar’ın ölüm sahnesi ile verdiği mesajla birleşmemesi mümkün değildi, nitekim öyle de oldu. Sinvar, yurdundan edilmiş bir Gazzeliydi, yıllarca hapiste yatıp çıkmış ve çıktıktan sonra bir Filistinli için en önemli başarı esaretten kaçabilmektir çünkü böylece direniş için umut olduğunu tekrar görür mealinde şeyler söylemişti. Ölümünden sonra çokça........

© Yeni Birlik


Get it on Google Play