menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nükleer deneme meselesi: Trump neden bu konuyu açtı?

10 0
03.11.2025

Trump Asya’dan elinde ticaret anlaşmaları ile dönemedi. Buna rağmen Şi ile yapmış olduğu görüşme, yapay yumuşama havası ve gümrük savaşlarının bir yıl ertelenmesini sağlayacak anlayış birliğine varmaları önemli. Bu aktörlerin henüz birbirine yumruk atacak noktaya erişmediğini (daha o kapasiteye, o maliyetsiz vuruşu yapma lüksüne sahip olmadığını) gösteriyor.

ABD yönetiminin kritik ve akıllı teknolojilerde kullanılacak nadir toprak elementlerinin (NTE) ihracına yönelik sınırlandırmaları bir yıl ertelemesi Washington adına önemli bir süre kazanımı anlamına geliyor. ABD’nin Çin’in olası sınırlandırmalarda yaşayacağı kaybı hiçbir alternatif kaynaktan telafi edemeyeceğine yönelik genel kabul görmüş bir var sayım var. Ama söylemem gerekir ki kimse teknolojik yarışın hızını ve tam anlamıyla ne başarılmak üzere olduğunu bilmiyor. Bu tür belirsiz durumlarda bir yıllık ek süre kazanmak -eğer amacınız teknolojik devrim yapıp, rakiplerinizden üç arş boyu uzağa atlamaksa- çok faydalı olabilir. Çin’in de eli boş kalmış sayılmaz. Gümrük vergilerindeki yüzde 10’luk indirim, vergiler indirilmiş hali bile çok yüksekken, büyük bir kazanım sağlamayacaktır. Fakat Çin, NTE’lere yapmış olduğu yatırımın nasıl bir pazarlık gücü sağladığını, ihracat kısıtlaması stratejisinin ABD’yi saldırgan stratejisini yumuşatmaya ittiğini gördü.

Trump, Çin’in ABD menşeili bazı kritik teknolojilere girişine izin vermiş görünüyor. Yapay Zeka bazlı bu teknolojilere açılan kapıyı bir eliyle tutarken diğer eliyle kapatmayı planlamaktadır Washington. Nasılsa resmi bir anlaşma yapılmadı. Yine de ABD kadar Çin’in de fayda sağladığı bir pazarlıktan söz ediyoruz. Dahası bunu bölge gördü. O yüzden de Trump, ASEAN (Güneydoğu Asya) ve APEC (Asya-Pasifik) hatlarını terk edip, memleketine Cadılar Bayramı kutlamaya döner dönmez, bölge ülkeleri Çin ile ticari anlaşmalar, diplomatik yeni kanalar ve iş birliği platformları kurmak için yarışa girdi.

Hemen belirtelim, gerçek bir yumuşama atmosferinden çok uzağız. Gerçek yumuşama atmosferi, zaman kazandırıcı ara formüllerin yanında ciddi silahsızlanma/silahların kontrolü adımlarını beraberinde getirir. Bugün bu noktadan çok uzağız ve Trump’ın yol üzerinde yapmış olduğu iki açıklama bizi gelecekle ilgili düşünmeye itiyor.

GÜNEY KORE’NİN NÜKLEER DENİZALTILARINA DESTEK

İlk açıklama ikincisinin gölgesinde kaldı. İlk açıklama Güney Kore’nin kendi nükleer denizaltısını inşa etmesi ile ilgili Trump’ın destek açıklaması. Diğeri, hala çok konuşulan, ABD’nin nükleer denemelere geri döneceği açıklaması. İlk açıklamadan başlarsak, Trump yönetimi ilk döneminde Kuzey Kore meselesini nasıl çözeceğiyle ilgili strateji geliştirirken pragmatik bir tansiyon düşürme/ risk yönetme politikası uyguladı. ABD’nin gereksiz yere Kore üzerinden sıkıştırılmasını engelleyip, Çin ile giriştiği o zamanki ticaret savaşına yoğunlaşmayı amaçlıyordu. Ancak o dönem, benim nükleer düğmem- senin nükleer düğmen üzerinden çıkarılıp sonra da yönetilen kriz bir yan etki bıraktı: Kuzey Kore’nin nükleer silahlı devlet statüsü fiilen ABD tarafından tanınmış oldu.

Kuzey Kore ile sürekli pazarlık halinde burun buruna yaşamak zorunda olan Güney Kore’nin böylece pazarlık gücü kısıtlanmış oldu. Ayrıca iki Kore arasındaki tansiyon düşürme-barış-birleşme gibi umutların olduğu ama başarılı olmayan Günışığı Politikasına benzer bir dönemin yaşanmasının güç olduğu da ortaya çıkmıştı. O........

© Yeni Birlik