Türkiye’nin uluslararası ittifak seçenekleri: Fayda – Maliyet analizi
Geçen hafta Pazartesi günkü yazımda değişen dünya dengelerinin nereye gidebileceği üzerine birkaç
fikir yürütmüştüm. İki farklı senaryo geliştirmiştim. İsterseniz bu senaryoları hatırlayalım:
Birincisinde, içinde bulunduğumuz durumun Modelski’nin 5’inci Uzun Döngüsü’nün son aşaması olduğu, bütün dünyada ülkelerin hızla bir kamplaşma süreci içine girdiği ve önümüzdeki sürecin (2030 ve sonrası) bir Küresel Savaşa gebe olduğu yönündeydi. Ancak ABD’nin mevcut iktidarının kendi geleneksel müttefikleriyle (AB, İngiltere, Kanada ve Meksika) sıkı ilişkilerini kopma noktasına getirdiğini ve Rusya ile yakınlaşma sürecine girdiğini unutmayalım. ABD’nin müttefiklerinin bir küresel savaşta fiili çarpışmaya girecek potansiyelden uzak olduğunu da bildirelim. Bu durumda AB, İngiltere ve onların etrafındaki ülkeler, ABD – İsrail, Çin ve etrafındaki ülkeler bir küresel savaşın tarafları olacak gibi görünmektedir. Böyle bir durumda ABD’nin Rusya ile yakınlaşması onu tarafsız kılmak amacı güdecektir. Öte yandan AB’nin böyle bir savaşa girmesi akılcı olmaz.
Büyük ihtimalle, hakaretleri sineye çekip NATO ittifakı içinde yer alacaklardır. Cepheler böyle kurulursa Çin’in pek şansı olmadığı görülmektedir. ABD büyük ihtimalle Küresel Savaşı kazanır. İkinci senaryoda ise içinde bulunduğumuz durumun Modelski’nin 6’ıncı Uzun Döngüsü’nün ilk aşaması olduğu, yani adı konulmamış bir Küresel Savaşın içinde olduğumuz vurgulanmaktaydı. Bu alışılmadık tarzda savaşı vesayet savaşı olarak tanımlamıştık. Son dönemdeki gelişmelere bakılırsa ABD bu savaşı kazanmak üzeredir. Yani ikinci senaryoda da zarlar ABD’nin ikinci bir küresel hegemonya çağının lehine gelmiştir.
Son gelişmeler ışığında, Türkiye’nin mevcut küresel sistem içinde hangi ittifak seçeneğini benimsemesi gerektiğini sorgulamak kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu yazıda, Türkiye'nin AB, ABD-İsrail, Türk Dünyası-Rusya ve İslam ülkeleri ile olası ittifaklarını, bir fayda-maliyet analizi çerçevesinde değerlendireceğim.
1. AB İLE İTTİFAK: EKONOMİK VE HUKUKİ ENTEGRASYON
Faydalar:
✔ Ekonomik Kazanç: AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdır. Türkiye’nin ihracatının @’ı AB’ye gitmekte olup, Gümrük Birliği’nin revize edilmesiyle ticaret ve yatırım akışları daha istikrarlı hale gelebilir.
✔ Siyasi Kazanç: AB normlarına uyum süreci, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları alanlarında ilerleme sağlayabilir.
✔ Teknolojik ve Askeri İş Birliği: AB ile derinleşen entegrasyon, sanayi ve teknoloji transferini hızlandırabilir.
Maliyetler:
❌ Siyasi Baskı: AB, Türkiye’ye insan hakları ve demokrasi konularında baskı yapacak, özellikle etnik ve
mezhepsel haklar konusunda taleplerde bulunacaktır.
❌ Bağımsızlık Kaybı: AB’ye entegrasyon, Türkiye'nin dış politika alanındaki hareket kabiliyetini........
© Yeni Birlik
