menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İstanbul’da bir bazine: İstanbul Arkeoloji Müzeleri

11 0
16.04.2025

Kısa bir tarihçe ile başlayalım…

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Türkiye’deki müzecilik serüveninin ilk ve en önemli adımlarından biri olarak kabul edilir. Her ne kadar Osmanlıda tarihi eser toplama merakı Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzansa da bu çalışmaların kurumsal bir yapıya kavuşması 19. yüzyıla rastlar. 1869 yılında “Müze-i Hümayun” adıyla kurulan müze, modern anlamda Osmanlının ilk resmi müzesidir. Arkeoloji Müzesi dünyada müze binası olarak inşa edilmiş ender yapılardan biri olma özelliği ile göze çarpar. İstanbul'daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biridir.

Alınlık üzerinde bulunan Osmanlıca yazıda 'Asar-ı Atika Müzesi' (Eski Eserler Müzesi) yazmaktadır. Yazının üzerinde bulunan tuğra, Sultan Il. Abdülhamid' e aittir. O dönemde arkeolojik eserler Aya İrini Kilisesi’nde bir araya getirilmişti. Ancak zamanla bu yapı yetersiz kalınca, eserlerin sergilenmesi için yeni bir mekân arayışına girildi. Yeni bir bina inşa etmek ekonomik açıdan mümkün olmayınca, dönemin şartlarına uygun bir çözüm bulundu ve Osmanlı sivil mimarisinin önemli örneklerinden olan Çinili Köşk isimli yapı, bir süreliğine müzeye dönüştürülerek eserlerin yeni yuvası haline geldi.

Biraz daha detay vermek gerekirse; Eski........

© Yeni Birlik