menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Konkordato zırhı, şirket için borçtan kaçış yolu mu?

15 0
12.08.2025

Son dönemde konkordato zırhına bürünüp bunu yasal avantaj olarak kullanmaya başlayan şirketleri sıklıkla duyuyoruz. Özellikle suistimal riski taşıyan konkordato talebinde bulunan firmaları bu talepleri mercek altında.

Şirketin vergi borcunu ödememek, Sosyal Güvenlik Primlerini ödememek, alacakları ödememek yapılan konkordato projeleriyle hayal sunmak, 23 aya varan kesin mühlet ile zaman kazanmak bu bir zor durum mu yoksa bir strateji mi?

Yasal koruma kalkanı altına girip geride şirket borçlarını ödemeyerek, şirketin vergisini, Sosyal Güvenlik Primini ödemeyerek birçok kişiyi mağdur etmek konkordatonun şirkete sağladığı bir konfor amacı olmamalı.

Konkordato, Türk Ticaret Hukukunun zor durumdaki borçlulara sunduğu önemli bir yeniden yapılanma aracıdır. Ne var ki, bu kurumun gerçek işlevi ile uygulamadaki yansıması arasında son yıllarda önemli bir fark oluşmuştur.

Özellikle 2024 sonrası dönemde konkordato başvurularındaki dramatik artış, bu mekanizmanın bazı şirketlerce yalnızca yasal bir koruma kalkanı olarak kullanılmaya başlandığını gösteriyor.

Yargı, artık konkordato taleplerinde borçlunun iyi niyetli olup olmadığını, talebin samimi ve gerçekçi gerekçelere dayanıp dayanmadığını daha detaylı araştırmakta, özellikle bağımsız denetim raporlarına daha fazla önem atfetmektedir.

Bu yazımda, piyasada oluşan konkordato kaygısını ve konkordato ilan eden şirketlerin samimiyeti ve 2025 yılındaki konkordato başvurularını mercek altına alırken; artışın nedenlerini, suistimal risklerini, mahkemelerin yeni yaklaşımını ve konkordatonun işlevsel geleceğini analiz edeceğim.

KONKORDATO BORÇTAN KAÇIŞ YOLU MU?

2025 yılında konkordato başvurularındaki artış, kurumun yalnızca mali yeniden yapılandırma aracı değil, aynı zamanda borçtan kurtulma stratejisi olarak da kullanılmaya başlandığını göstermektedir.

Kritik Noktalar:

İyi niyetli başvurular ile manipülatif taleplerin ayrıştırılması için etik, mali ve hukuki filtreler şarttır.

Mahkemelerin uzmanlaşması, konkordato komiserlerinin denetim kapasitesi ve bağımsız denetim kuruluşlarının şeffaflığı sistemin güvenilirliğini doğrudan etkilemektedir.

MAKUL GÜVENCE RAPORU NEDEN KRİTİK?

Bağımsız denetim kuruluşlarının hazırladığı bu rapor,........

© Yeni Birlik