En yüksek hakikat iman
Kimi malda, kimi makamda ve mevkide, kimi ise eğlencede bir tatmin bulmaya çalışıyor. Ancak tüm bu geçici şeylerin ardında insan ruhu hâlâ susuz kalıyor. Çünkü ruhun gıdası, maddenin ötesinde bir hakikattedir. İşte o en yüksek hakikat: İmandır.
İman, sadece “Allah vardır” demek değildir. İman-ı billah’ ı hayatımıza tatbik edebilmektir. Bir yaprağın düşüşünde kaderi görmek, bir çiçekte rahmeti sezmek, bir ölümde ebedî hayatın kapısını aralamaktır. İmanla bakan bir göz, her şeyde bir hikmet, bir maksat, bir güzellik görür.
Bediüzzaman Hazretleri bu meseleyi o kadar özlü bir şekilde ifade eder ki, insanın bütün mahiyetini ortaya koyar: “İman, insanı insan eder; belki insanı sultan eder.”1 Yani insan, hakikî değerini imandan alır. İmanla insan hem kendi varlığının, hem de bütün kâinatın anlamını kavrar.
Bugün birçok insan, hayatın anlamsızlığı karşısında sarsılıyor. Zorluklar karşısında yıkılıyor, bir musibette isyan ediyor. Neden? Çünkü imanı ya zayıf ya da taklidî. Oysa........
© Yeni Asya
