Zamanın annelerine müjdeler olsun...
Sancının şiddetini yaşamayan, şifanın tatlılığını ne bilsin. Hayatlarının meyvesi, neticesi ve bazılarının gayesi gördükleri yavrularının dünya ve ahirette kayba uğramalarından daha acılı ne olabilir ki… Dünya saadetine giden yoldaki “dinsiz felsefenin” amansız hücumuna maruz yavrularımıza Rabbimiz, Kur’ân hazinesinden saadetlerine imkân vermişse, elbette müracaat edilecektir.
Ahirzaman dinsizliğinin emansız saldırılarına karşı; Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan hazırladığı karşı silahlar, merhemler, devalar ve stratejilerin ders verildiği Nur medreselerinin hemen her şehirde açılmış olması; endişenâk, bazen ümitsiz ve mahzun anneler için bir kurtuluş yolu olmalı. Bin seneden bu yana Kur’ân’ın bayraktarlığını yapmış milletimizin günümüzdeki çocuklarını hiç nevmid bırakır mı, Rabbimiz?
Said Nursî’nin; kendisine çaresizlikler içinde; “… muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar, bize yardım!” diyen gençlere verdiği dersleri, Denizli beraatinden sonra Gençlik Rehberi ismiyle, gençlerin kalem ve yardımlarıyla (Ceylan ve arkadaşları gibi) kitaplaştıracaktı. İşte bu rehberi Konya’da Rıfat Filizer’den alan Zübeyir Ağabey, adeta otağını gençlerin bulunduğu mekteplere yakın kurarak ecdadının kahramanlığına varis olduğunu gösterecekti. Onun; Üstadımızın “nimresmî” ifadesiyle halkça bilinen medreselerdeki nurlarla gençlik eğitimi, son nefesine kadar (Eyüp Ekmekçinin şehadetiyle) devam edecekti.
Çocuklarımız, ecdadımızın takip ettiği İbni Sinalar, Farabîler,........
© Yeni Asya
