Yeni Asya Nurculuğu demek, Risale-i Nur’un medyadaki dili demektir
Hikâyemiz uzundur. 1967’nin sonbaharıyla başlamış baharımız ve sonra 1970’in kışında tanışmışız Yeni Asya ile… Onu Malatya’daki hayatımıza, bizatihi Bediüzzaman’ın talebeleri taşımışlardı. Onlara Allah rahmet eylesin ve bizi de şefaatlerine nail eylesin.
Kişinin, kendisini güzel kelimelerle doğru ifade edebilmesi de bir ihsan-ı İlâhîdir. Buna çoğu zaman muvaffak olamayız. En güzel, nadide ve nezih manaların; bazen, lisandan, uygun olmayan esvapla dışarıya çıktığına sizler de şahit olmuşsunuzdur.
Yeni Asya’nın hikâyesini çok okumuşsunuzdur. Haftalık İttihad gazetesinden günlük Yeni Asya’ya geçiş hikâyesini de… Bu gazetelerin çıkarılış hikmetlerini ve sebeplerini de… Kur’ân’ı yaşamak isteyen Nur Talebelerinin hayatta karşılaştığı sıkıntılar... Bilhassa içtimaî ve siyasî hadiselerin zihinlerde ve kalplerde sebep olduğu çatallaşmaları gidermek üzere, Üstadımızın o zamanda yaşayan talebelerinin İstanbul istişareleri… Bediüzzaman’ın son gölgelerinden fedakâr Zübeyir Ağabeyin çırpınışları ve Nur Cemaatini “sırrın sırrına“ ulaştırma gayretlerine karşı olan “Siyasal İslâm” ile “Türk Milliyetçiliği” hareketlerine karşı Nur cemaatinin tesanüdünü sağlamak üzere ağabeylerle birlikte vardıkları kararlar… Yeni Asya, ferdî değil, şahs-ı manevîyi temsilen çıkarıldığından, Üstadımızın o dönemde yaşayan talebeleri Yeni Asya’da O güzide insanlar........
© Yeni Asya
