Sednaya tiyatrosuna itiraz var
Değerlendirmemiz neticesinde itirazları iki şubeye ayırdık. Birinci kısmının, siyaseten tarafgir olduğu parti veya cemaat taassubuyla, yalnızca reddiye üslubuyla yapıldığını; bu itirazların sahiplerinin siyasî hava değişene ve Havuz Medyası’nın efkâr-ı ammeye boca ettiği –bize göre– yanlışların tesiri kayboluncaya kadar ısrarlarında sebat edeceklerini düşünüyoruz.
İtirazların ikinci kısmını da ayrıca ikiye ayırmamız güzel olur. Meselenin aktüel parçasına odaklandığından, bütünüyle beraberce tahlil edilmesi gereken “küllü/ bütünün parçalarını” unutmuş. Bunun birinci kısmının sahipleri, materyalist eğitimin bir belâsı olarak, küllî düşünceden mahrum şekilde, bütüne bağlı parçacıkları bağımsız kabul edip; ilmî, mantıkî, tarihî ve dolayısıyla ahlâkî hatalara düşüyorlar. İkinci kısım itirazların sahipleri ise; sosyal ilimlerin de fen ilimleri kadar araştırma, mantık, terminoloji, zaman, mekân ve kahramanların sıkı sıkıya takip edilmesi gibi şeyleri gerektirdiğini düşünmüyorlar. Gayet tembelâne, üstünkörü ve meseleye gerekli değeri vermez bir hal ile meseleye yaklaşanlar…
İlimdeki bütünlükçü bakışın, Allah’ın bir olmasından ve kâinatı bütünlük içinde yaratmasından doğduğunu biliyoruz. Maddî yaratılışların hepsinde bu esas geçerlidir. İçtimaî ve siyasî hadiseleri bir bütünlük içinde ele almamak, bizi hem doğru neticeden uzaklaştırır ve hem de muvaffakiyetimizi engeller. Geçen yazımızdaki “Sednaya,” yakın içtimaî........
© Yeni Asya
