11 Eylül İhtilâli penceresinden Filistin…
Bu yaklaşımımızla, sözkonusu ibarelerin manalarını inkâr etmiyoruz. Yaşadığımız zaman ve hadiseler, Theodore Herzl’in öngörülerine göre gelişmiyor. Bütün dünyayı hegemonyasına almak üzere harekete geçmiş global dinsizlik ve tahribat cereyanlarının projeleri İsrail etrafında cereyan etmiyor. İsrail’in de o projenin bir parçası olduğu hakikattir. Fakat meseleyi Siyonizm’le etiketleyip yalnızca İsrail ile değerlendirdiğimizde;
- Önce Fukuyama ile Hunhington’un Kültürler Savaşı tezini…
- Sonra Paul Wolfowitz ile Condella’nın üzerinde çalıştıkları BOP’u…
- Onu müteakiben Leo Straus’un Neoconservatizm ve Kissinger’ın takip ettikleri daimî ihtilâl hareketini…
- Filistin meselesiyle dünya Yahudîlerini lehinde bir blok olarak tutabilmek üzere, İsrail’in zulümlerine AB’yi alet etmeyi başaran İngiliz’in dessaslığını…
- Ve nihayet Davos’ta Neoliberallerle Neoconservatistlerin üzerinde anlaştıkları Yeni Dünya Düzenini ve bu düzenin ayaklarını unutmuş oluruz.
Yukarda saydığımız beş maddenin özünde İsrail ve Yahudîler vardır. Peygamberimizin (asm) haber verdikleri Ahirzaman cereyanının ekserisi Yahudîlerden olacağından, İsrail’in Filistin’e İngilizler üzerinden tasallutunu bu cereyandan bağımsızca ele alamayız.
Türkiye’mizde 12 Eylül süreci devam ettiği........
© Yeni Asya
