Ulûhiyet, Peygamberleri göndermeksizin mümkün değildir
Hikâyede bir yaver-i ekremden bahsedilmiş ve denilmiş ki: Kör olmayan herkes onun nişanlarını görmekle anlar ki, o zat, padişahın emriyle hareket eder ve onun has bendesidir. İşte o yaver-i ekrem, Resul-i Ekremdir (aleyhissalâtü vesselâm).
Evet, şöyle müzeyyen bir kâinatın, öyle mukaddes bir Sâniine böyle bir Resul-i Ekrem, ışık şemse lüzumu derecesinde elzemdir. Çünkü nasıl güneş ziya vermeksizin mümkün değildir; öyle de, ulûhiyet de peygamberleri göndermekle kendini göstermeksizin mümkün değildir.
Hem hiç mümkün olur mu ki, nihayet kemâlde olan bir cemal, gösterici ve tarif edici bir vasıta ile kendini göstermek istemesin?
Hem mümkün olur mu ki, gayet cemalde bir kemâl-i sanat, onun üzerine enzar-ı dikkati celb eden bir dellâl........
© Yeni Asya
