menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İhtiyarlık sabahıyla uyandığım vakit...

19 5
02.10.2025

Bir zaman gençlik gecesinin uykusundan ihtiyarlık sabahıyla uyandığım vakit kendime baktım, vücudum kabir tarafına bir inişten koşar gibi gidiyor. Niyazi-i Mısrî’nin "Günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere, / Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber" dediği gibi, ruhumun hanesi olan cismimin de her gün bir taşı düşmekle yıpranıyor. Ve dünya ile beni kuvvetli bağlayan ümitlerim, emellerim kopmaya başladılar. Hadsiz dostlarımdan ve sevdiklerimden müfarakat zamanının yakınlaştığını hissettim. O manevî ve çok derin ve devasız görünen yaranın merhemini aradım, bulamadım. Yine Niyazi-i Mısrî gibi dedim ki: "Dil bekası, Hak fenâsı istedi mülk-ü tenim, / Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber." HÂŞİYE

O vakit birden merhamet-i İlâhiyenin lisanı, misali, timsali, dellâlı, mümessili olan Peygamber-i Zîşan Aleyhissalâtü Vesselâmın nuru ve şefaati ve beşere getirdiği hediye-i........

© Yeni Asya